Eşsiz Mimari Yapıların Destansı Hikayeleri

STAJYER: E. ERVA ERDAL

Tüm insanlar gibi, mimari yapıların da kendine özgü hikâyeleri ve karakterleri vardır. Bazen iç burkan, bazen merak uyandıran bu hikâyeleri öğrendikten sonra o yapılara yapılan ziyaretler her daim daha anlamlı hale gelir. Bunlardan bazılarını derleyip yazımızda sunuyoruz. Keyifli okumalar.

TAC MAHAL

Hindistan’ın en gözde turistik noktalarından biri olan Tac Mahal, yalnızca mimarisiyle değil, aynı zamanda ilginç hikâyesiyle de dikkat çekiyor.

Dönemin hükümdarı Şah Cihan, üçüncü eşi Mümtaz Mahal’e, diğer eşlerinden daha fazla değer veriyor ve ona büyük bir aşk besliyordu. Diğer eşleriyle, politik gerekçelerle evlenmiş ve “prosedürel olarak” onlardan çocuk sahibi olmuştur. Ancak Mümtaz Mahal, Şah Cihan’ın tek eşli ve aşka dayalı ilişkisini oluşturuyordu.

Şah Cihan eşine hem kişisel hem de devlet meselelerinde büyük güven duymuş, hatta ona en yüksek yetki olan şahın mührünü kullanma yetkisini bile vermiştir. Ancak Mümtaz Mahal, pek politikaya ilgi duymayıp devlet işlerinde çok yer alması gerekmeyen biri olmuştur. Yine de, çok sevdiği kocasının yanında seferlere katılmıştır. Bu seferlerden birinde, daha 40 yaşına girmeden doğum yaparken hayatını kaybetmiştir.

Sevgili eşinin vefatının ardından Şah Cihan, hayata küsmüş ve yas tutarak eve kapanmıştır. Bir yıl sonra, büyük kızının çabalarıyla depresyondan kurtulmuş ve görevine geri dönmüştür. Aynı zamanda, Mahal’ın anısına bugün Tac Mahal olarak adlandırdığımız muazzam bir anıt inşa etmeye karar vermiştir.

İnşasına 1632 yılında başlanan Tac Mahal, yaklaşık 20 yıl sürmüş ve inşaatta 20.000’e yakın işçi çalışmıştır. Binayı meydana getiren taşların taşınabilmesi için ise sayısız fil kullanılmıştır.

Sonunda hastalanan ve tahtının varisi olan oğlu tarafından hapse atılan Şah Cihan, kalan ömrünü orada geçirmek zorunda kalmış ve hapsolduğu hücreden bakıldığında eşine yaptığı anıt görünmektedir.

Rivayete göre, Şah Cihan, Tac Mahal’in tam karşısında, aynı yapının siyah mermerden bir versiyonunu inşa ettirmek istemiş, fakat oğlu ile arasındaki çatışma, bu yapının inşasını engellemiştir.

PALAİS İDEA

13 yaşında okulu bırakan ve postacılık yapan Fransa’nın Charmes köyünden Ferdinand Cheval, bir gece rüyasında büyük bir saray inşa ettiğini görmüştür. İnsanların onunla dalga geçeceğinden korktuğu için bu rüyasını kimseye anlatmamıştır. Tam 15 yıl sonra, posta dağıtırken ayaklarına takılan bir taşın şekli onu çok etkilemiş ve onu saklamak üzere cebine koymuştur. Ertesi gün, aynı bölgede daha fazla taş aramaya başlamıştır.

Topladığı taşları birleştirerek heykel yapmaya çabalarken, 15 yıl önce gördüğü rüyası yeniden aklına gelmiş ve o an hayalindeki sarayı evinin bahçesine inşa etmeye karar vermiştir. 1879 yılının Nisan ayında sarayını inşa etmeye başlayan Cheval, sonraki otuz üç yıl boyunca her gün yaklaşık 29 kilometre uzunluğundaki posta rotasında taş toplamaya ve Palais Idéal’i inşa etmeye devam etmiştir.

1912 yılında tamamlanan Palais Idéal, mimarı Ferdinand Cheval’in kitaplardan okuduğu ve kartpostallarda gördüğü dünyanın onun gözündeki yansımasıdır.

Cheval, eserinin ana fikrini girişindeki “İnsanlar arasındaki kardeşlik” yazısıyla net bir şekilde ifade etmiştir.

1969 yılında tarihi eser olarak kayıtlara geçen saray, günümüzde hala pek çok ziyaretçiyi ağırlamakta ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır.

AZİZ VASİL KATEDRALİ

Renkleri, desenleri ve sıradışı mimarisiyle Rusya’nın sembolik yapılarından biri olan Aziz Vasil Katedrali, dünyaca ünlü Kızıl Meydan’ın güney ucunda yer almaktadır.

1552 yılında Korkunç İvan, Tatarlara karşı kazandığı zaferleri anmak adına bir eser inşa ettirmek istemiştir. 1555 yılında Aziz Vasil Katedrali’nin inşasına başlanmış ve yapı 1561 yılında tamamlanmıştır.

Katedral, İtalyan mimar Barma tarafından inşa edilmiştir. Bilinen bir efsaneye göre, bu eserin bir örneğini başka bir yerde inşa etmemesi için Korkunç İvan’ın mimar Barma’nın gözlerini kör ettiği söylenmektedir.

Katedralin Kızıl Meydan’da kitlesel geçitlerde Stalin’in planlarını engellemesi dolayısıyla, Sovyetler Birliği’nde uzun süre Aziz Vasil Katedrali’nin yıkılması gündeme gelmiştir. Mimar Pyotr Baranovsky’nin cesur çabaları ve Kremlin Sarayı’na katedralin yıkılmaması için gönderdiği telgraflar, tarihi katedralin yıkılması ihtimalini ortadan kaldırmıştır.

Katedralin her bir kubbesinin uzunluğu farklıdır ve toplamda sekiz kubbeden oluşmaktadır. Merkezdeki Şefaat Kilisesi’nin etrafındaki bu sekiz ayrı kilise, farklı zaferlerin birer sembolüdür. İlginç bir görünüme sahip olan soğan kubbelerde İslam mimarisinin etkileri de gözlemlenmektedir.

Moskova’nın en tanınan manzaralarından biri olan Aziz Vasil Katedrali, 20. yüzyılın ortalarında müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1934 yılında devletin tarihsel müzesi olarak tanınmıştır. Müze, tapınakta 16. ve 17. yüzyıla ait yaklaşık 400 simge, portre, peyzaj ve süsleme örneği barındırmaktadır.

UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan katedral, şehre gelen ziyaretçilerin ilk olarak fotoğraf çektirdiği yerler arasında bulunmaktadır.

BURUCERDİ EVİ

Kaçarlar dönemi mimarisinin geleneksel örneklerinden biri olan bu tarihi ev, 19. yüzyılda inşa edilmiştir ve günümüzde bir müze olarak hizmet vermektedir.

Rivayete göre, semaver tüccarlığı yapan Netenzi ailesinin oğlu Mehdi, halı tüccarı olan Tabatabai ailesinin kızına aşık olur.

Bunun üzerine, şehrin tanınmış tüccarlarından Hasan Netenzi, oğlu Mehdi’ye Tabatabai ailesinin kızını istemek için ziyarete gider. Ancak Tabatabai, kızını bu genç adamla evlendirmekten yana değildi. Bu nedenle, kızı ancak kendi evi gibi güzel bir evde yaşayabileceği koşuluyla evlendirebileceğini söyler. Hasan Netenzi de oğlunun aşkı uğruna bu şartı kabul eder.
Baba ve oğlu birkaç yıl boyunca evi nasıl inşa edecekleri konusunda düşünür ve inşaata başlarlar. Evin uzun bir süre bitmeyeceği anlaşılınca, aileler düğün yapmaya karar verirler.

Düğün sonrası Mehdi ve eşi, Tabatabai’nin evinde yaşamaya başlar ve devam eden inşaat nedeniyle 7 yılı burada geçirirler.

Yedi yılın ardından evin kaba inşaatı ve az bir kısmı tamamlanınca, kendi evlerine geçme vaktinin geldiğini düşünen gelin ve damat, inşaat halindeki evlerine taşınır.

Evin iç donanım ve ayrıntılarının tamamlanması ise 11 yıl alır. Aradan geçen 18 yılın sonunda, nihayet bu iki âşık, günümüzde hala var olan ve müze olarak hizmet veren Burucerdi Evi’ne tam olarak yerleşebilirler.

Bu durumda merak ederiz ki “Netenzilerin evinin adı neden Burucerdi?” Bunun sebebi, semaver tüccarı olan Hasan Netenzi’nin sıklıkla Burucerd şehrine seyahat etmesi ve orada Burucerdi olarak bilinmesidir.

HASANKEYF EL RIZK CAMİİ

Hakkında birçok efsane ve hikâye barındıran Hısnkeyf, günümüzdeki adıyla Hasankeyf’in en yaygın hikâyesi şöyledir;

Eyyubi devrinde inşa edilen Sultan Süleyman Camisi’nin minaresi yapılırken, usta ile kalfa arasında bir anlaşmazlık çıkar ve usta kalfayı kovar. Bu durumu kabul edemeyen kalfa, Dicle Nehri’nin kenarındaki kayalıkta bir minare inşa etmeye karar verir. Aynı zamanda usta, Sultan Süleyman Camisi’nin minaresini tamamlamakla meşguldür.

Her iki minare de tamamlandığında, kalfa, sheelde gizlice duyduğu teknikle yaptığı El Rızk Camisi’nin minaresine ilk olarak ustasının çıkmasını ister. Amacı takdir görmektir. Usta, minareye çıkar. Minarenin tepesinde kalfa ile karşılaşır. Usta şaşırarak, “Buraya nasıl çıktın?” diye sorar. Kalfa, ustasına minareye çıkan ikinci yolu gösterir. Minareye ulaşmak için iki farklı merdiven bulunmaktadır; bu, inen ve çıkan insanların birbirini görmemesini sağlama amacı taşır.

Usta, kalfasının kullandığı bu teknikten oldukça etkilenir, fakat onu tebrik etmeyi gururuna yediremez ve minareden atlayarak intihar eder. Rivayete göre, “boynuz kulağı geçer” atasözü de buradan çıkar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar

  • 17 Haz, 2025
Sinemanın büyüsü, aşk sahneleri veya savaş anlarında hayat bulur. Unutulmaz filmlerin çekildiği UNESCO alanları, göz alıcı manzaralarıyla hafızalarda...
  • 15 Haz, 2025
Amerikalı gezginlerin %35'i, video oyunlarından ilhamla yurtdışında seyahat rezervasyonu yapıyor. Gerçek dünyayı keşfetmek için oyunlar artık başka bir...
  • 13 Haz, 2025
Peru, yalnızca Machu Picchu'dan ibaret değil; kültürel çeşitliliği, doğal güzellikleri ve antik sırlarıyla dolu bir hazine. Hazır olun,...
  • 10 Haz, 2025
Evrenin yalnız olmadığını düşünmek, hem rahatsız edici hem de büyüleyici bir kavram. Tarih boyunca insanlar gökyüzüne bakarak dost...