Kapadokya’da Ziyaret Edilmesi Gereken Yerler | Turna.com

Kapadokya, gerçekten bir masal diyarı! Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan bu benzersiz coğrafya, milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasan ve Güllü Dağları’ndan püsküren lavların soğuması ve erozyonun etkisiyle şekillenmiş. Sonuç olarak, adeta başka bir gezegende geziyor hissi veren, doğanın biçimlendirdiği devasa peribacaları, vadiler ve kayalara oyulmuş evlerle dolu bir alan karşınızda. Elbette Kapadokya sadece bunlarla sınırlı değil; tarih, kültür ve mistisizm burada iç içe geçmiş durumda.

Hititlerden Bizansa, Selçuklulardan Osmanlıya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklar, hem yüzeyde hem de yer altındaki bambaşka bir dünyayı keşfetme imkanı sunuyor. Yüzyıllar önce yapılmış kiliseler, yer altı şehirleri, taş evler ve kayalara oyulmuş kaleler, Kapadokya’nın tarihsel zenginliğini gözler önüne seriyor. Üstelik burada gün doğumunda havaya yükselen rengarenk sıcak hava balonları, bölgeye gerçekten de rüya gibi bir atmosfer katıyor. Kapadokya uçak bileti ve valiziniz hazırsa, bu büyülü coğrafyada birlikte keşfe çıkalım!

Hayal Vadisi olarak da bilinen Devrent Vadisi, Kapadokya’nın en ilginç duraklarından biridir çünkü burada klasik peribacalarının yerine doğanın yarattığı çeşitli şekillerdeki kaya oluşumlarıyla karşılaşıyorsunuz. Kayalar arasında dolaşırken, “Bu deveye benziyor!” veya “Şu sanki bir denizkızı!” gibi ifadelerle karşılaşmanız oldukça olası. Her bir kaya, hayal gücünüzü harekete geçiren doğal bir sanat eseri gibi.

Devrent Vadisi’nde yürüyüş yaparken rehber ya da tabela aramanıza gerek yok; tek ihtiyacınız dikkat ve bolca hayal gücü. Fotoğraf meraklıları için de mükemmel bir cennet. Özellikle gün batımında kırmızıya bürünen kayalar arasında adeta kartpostal gibi görüntüler elde etmek mümkün.


Kapadokya denilince akla ilk gelen manzaralardan biri elbette Üç Güzeller. Ürgüp’te yer alan bu üç ikonik peribacası, hem etkileyici şekilleriyle hem de etrafındaki efsanelerle dikkat çekiyor. Efsaneye göre, bunlar bir prenses, onun çocuğu ve sevdiği adam. Ailesi prensesin bir prensle evlenmesini isterken, prenses halktan biriyle evlenince lanetlenmiş ve bu üç figür taşa dönüşmüş.

Özellikle gün batımında altın sarısına dönen manzarası ile etkileyici bir görüntü sunuyor. Seyir alanına çıkarak bu doğal güzellikleri izleyebilir ve arka plandaki Erciyes Dağı ile unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.

Kapadokya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki gözbebeği! Göreme Açık Hava Müzesi, kayalara oyulmuş onlarca kilise, şapel, yemekhane ve manastırdan oluşan devasa bir komplekstir. 10. yüzyıldan kalma fresklerle süslü kiliseleri gezerken, kendinizi Orta Çağ dünyasında buluyorsunuz.

En dikkat çeken yapılar arasında Elmalı Kilise, Karanlık Kilise ve Yılanlı Kilise yer alıyor. Özellikle Karanlık Kilise, inanılmaz detayları ve renkleriyle hâlâ ilk günkü canlılığını koruyor. Müzeye girişte ufak bir araştırma yapmayı unutmayın; yapıları gezerken tarihlerini ve hikayelerini daha iyi anlayabilirsiniz.


Kapadokya’nın en etkileyici yapılarından biri olan Derinkuyu Yer Altı Şehri, tam bir mühendislik harikası! Yer yer 60 metre derinliğe kadar inen bu şehir, 8 katlı yapısıyla binlerce insanı barındırabilecek şekilde tasarlanmış. Hem yaşam alanlarını hem de su kuyuları, şaraphaneler ve kiliseler ile havalandırma sistemlerini içeriyor.

Bu yer altı şehri, tarihte saldırılardan korunmak amacıyla kullanılmış. İçeri girerken biraz tedirgin olabilirsiniz çünkü tüneller dar ve tavanlar alçak. Ancak ilerledikçe bu devasa yapının ne kadar akıllıca inşa edildiğini anlayacaksınız. Kesinlikle görülmesi gereken bir tecrübe.

Ürgüp’ün tam göbeğinde yer alan Temenni Tepesi, manzarası ve atmosferiyle büyüleyici bir nokta. Tepede bulunan türbe 13. yüzyıldan kalma ve geçmişte dilek tutmak için ziyaret edilen önemli bir yer. Bugün hala insanlar buraya çıkıp dilek diliyor, manzaraya karşı içlerinden geçeni evrene fısıldıyor.

Buraya çıktığınızda Ürgüp’ün taş evlerini, vadileri ve uzaktan süzülen balonları izlemek mümkün. Özellikle gün doğumu veya batımında buraya gelirseniz, manzara sizi sarıp sarmalıyor. Tepede bir şeyler içerek manzarayı seyretmek ise romantik anlar yaşamak isteyenler için oldukça hoş.


Göreme’nin biraz dışında, sakin bir vadide yer alan El Nazar Kilisesi, Kapadokya’nın en mistik yapılarından biri. Nazar boncuğu şekline sahip olan penceresi ile dikkat çeken bu küçük kilise, kayalara oyulmuş zarif bir yapıdır. Kilise çok büyük olmasa da, bulunduğu konum sayesinde huzur dolu bir atmosfer sunuyor. Doğanın içinde bir yapı görmek isterseniz, mutlaka listenize ekleyin.

Göreme Açık Hava Müzesi içerisinde yer alıyor olmasına rağmen, Tokalı Kilise kendi başına ayrı bir ziyaret durağı olmayı fazlasıyla hak ediyor çünkü burası Kapadokya’daki en büyük ve en süslü kaya kiliselerinden biridir. İçindeki freskler ise gerçek anlamda göz kamaştırıcı. İncil’den sahneleri anlatan çizimler, derin mavi tonlarıyla süslenmiş kubbe ve duvarlarla birleşince etkileyici bir atmosfer oluşturuyor. Geçmişte burası yalnızca ibadet yeri değil, eğitim verilen bir merkez haline de gelmiş. Kapadokya’nın dini mirasını anlamak istiyorsanız, burası kesinlikle görünmeli.

Eski dizi hayranları buraya! Asmalı Konak, bir dizi mekanı olmasının yanı sıra Kapadokya’nın taş mimarisini en iyi şekilde yansıtan güzel bir konak örneğidir. 19. yüzyıldan kalma bu yapı, Ürgüp’ün kalbinde yer alıyor ve otantik havasıyla ziyaretçileri geçmişe götürüyor. Yüksek tavanlı odaları, taş duvarlı avlusu ve cumbalı pencereleri ile tam bir Osmanlı dönemi konağı.

İçeri girdiğinizde hemen o tanıdık dizi sahneleri gözünüzde canlanıyor, ancak burası sadece nostalji değil; mimari ve tarih açısından oldukça değerli bir yapı. Konağın içi gezilebiliyor ve odalar orijinal dokusunu koruyarak sergileniyor. Dizinin hayranı olmasanız bile görülmeye değer bir yer. Eğer konak gibi bir otelde konaklamak isterseniz, Kapadokya otelleri seçeneklerine bir göz atmalısınız.


Ortahisar, Kapadokya’nın daha az keşfedilmiş ama bir o kadar etkileyici köylerinden biridir. Orta kısmında, bölgeye adını veren Ortahisar Kalesi yükseliyor. 86 metre yüksekliğindeki bu dev kaya, hem gözlem kulesi hem de sığınak olarak geçmişte kullanılmış. İçine oyulmuş odalar ve geçitler sayesinde kale, doğal bir gözetleme noktası işlevi görmüştür.

Kalenin zirvesine çıktığınızda, Göreme, Ürgüp ve Erciyes Dağı’nı kapsayan muhteşem bir panoramik manzara göreceksiniz. Ortahisar sokakları ise klasik Kapadokya taş mimarisiyle çevrilidir; keşfi oldukça keyifli.

Güvercinlik Vadisi, adını kayalara oyulmuş yüzlerce güvercin yuvasından alıyor. Geçmişte bölge halkı bu güvercinleri hem posta amacıyla hem de gübrelerinden faydalanmak maksadıyla beslemiştir.

Burada yürüyüş yaparken kuşların cıvıltısı ve doğanın huzurlu atmosferinde ilerliyorsunuz. Bir tarafta yemyeşil ağaçlar, diğer tarafta o meşhur Kapadokya kayaları. Ayrıca vadi boyunca birçok seyir noktasına ulaşmak mümkün.

Çavuşin Köyü’nde bulunan bu kilise, bölgedeki en eski yapılardan biridir. 5. yüzyıla kadar uzanan geçmişiyle, Kapadokya’nın erken Hristiyanlık dönemine ışık tutan nadir eserlerden biridir. Kayaların içine oyulmuş olan bu kilise, bir zamanlar büyük bir dini merkezdir.

Kiliseye çıkan patika biraz zor olsa da, tepeye ulaştığınızda hem yapı hem de manzara sizi fazlasıyla ödüllendiriyor. İçindeki fresklerin çoğu tahrip olmuş olsa da, mimari yapısı ve konumu hala oldukça etkileyici.


Avanos denilince akla önce çömlekçilik gelse de, bu kasabanın sokakları da bir o kadar büyüleyici. Taştan yapılmış geleneksel Avanos evleri, bölgedeki medeniyetlerin izlerini taşıyor. Daracık sokaklar arasında yürürken, taş kemerli kapılar, cumbalı pencereler ve işlemeli balkonlar dikkatinizi hemencik çekecek.

Evlerin çoğu hala yaşam alanı olarak kullanılıyor; bazıları ise butik otel veya kafe olarak restore edilmiş durumda. Ayrıca, evlerin arasında dolaşırken karşılaşabileceğiniz atölyelerde çömlek yapımına şahit olabilirsiniz.

Selçuklu dönemine ait bu ihtişamlı kervansaray, 13. yüzyılda ticaret yollarının önemli duraklarından biri olmuş. Taş işçiliğiyle bezeli kapısından içeri girdiğinizde, sizi farklı bir zaman dilimine götürüyor. Kervansarayın avlusu geniş ve taş döşeli; iç kısımlar ise ferah ve mistik bir atmosfer taşıyor.

Saruhan, günümüzde çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor; özellikle akşam düzenlenen sema gösterileri müthiş bir deneyim sunuyor. Kapadokya’da farklı bir gece yaşamak istiyorsanız burayı mutlaka not alın.


Melendiz Çayı’nın yarattığı bu muhteşem vadi, doğa ve tarih tutkunları için bir buluşma noktası. Yaklaşık 18 km uzunluğundaki bu vadide yürüyüş yaparken, hem kuşların cıvıltısı hem de çayın şırıltısı eşlik etmekte. Yol boyunca kayalara oyulmuş pek çok küçük kilise ve şapel karşınıza çıkıyor.

Ihlara Vadisi’nin güzel yanlarından biri de serin ve gölgeli yapısıdır. Yaz aylarında bile yürüyüş yaparken bunalmıyorsunuz. Rota boyunca dinlenebileceğiniz kır lokantaları da mevcut.

Kapadokya’nın pek bilinmeyen ama oldukça etkileyici yapılarından biri de Kaya Camii. Adından da anlaşılacağı gibi, kayaların içine oyulmuş bir camidir. Sade mimarisi ile dikkat çekse de, bulunduğu ortam ve taşın içindeki varlığı burayı özel kılmaktadır.

Caminin içi küçük olmasına rağmen huzur doludur. Dualar sessizce taş duvarlardan yankılanıyor. Hristiyanlık ve İslamın bir arada yaşadığı Kapadokya’nın hoşgörü kültürünü yansıtan bu yapı, farklı inançların ortak izlerini görmek isteyenler için anlamlı bir durak.

Kapadokya, adım attığınız anda sizi bambaşka bir zamana ve dünyaya taşıyan bir deneyim sunmaktadır. Burada gökyüzüne süzülen balonların gölgesinde kahvenizi yudumlayabilir, binlerce yıllık bir yer altı şehrinde gizemli tünellerde kaybolabilir veya kayalara oyulmuş bir kilisede tarihin sessizliğini dinleyebilirsiniz. Her köşesi ayrı bir hikaye, her vadisi başka bir masal gibi… Kapadokya, keşfettikçe büyüleyen ve bir kez gidenin kalbinde yer eden bir yerdir. Eğer hâlâ bu eşsiz coğrafyayı görmediyseniz, bavulunuzu hazırlayın çünkü Kapadokya sizi bekliyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar

  • 2 Tem, 2025
Bilim ve teknoloji, günlük yaşamlarımızı etkilerken robotik kodlama öne çıkıyor. Bu, analitik düşünmeyi geliştirip çocukları geleceğe hazırlıyor. Kodlama...
  • 1 Tem, 2025
GİG ekonomisi, dijitalleşmenin etkisiyle hızla popülerleşiyor. Pandemi, serbest çalışanlara fırsatlar sunarken, şirketler için de yeni yeteneklere erişim imkanı...
  • 1 Tem, 2025
Son zamanlarda Covid-19 nedeniyle evde daha fazla zaman geçiriyoruz. Akıllı telefonlarımız ve uygulamalar sayesinde zamanı keyifli geçirecek aktiviteler...
  • 1 Tem, 2025
Pandemi döneminde doğru ürünleri en hızlı ve etkin şekilde temin etmek önemli. Alışveriş öncesi bir liste yapın, indirimleri...