Dünya haritasına göz attığınızda, sınırların genellikle dağlar, nehirler veya denizlerle belirlendiğini fark edersiniz. Ancak bazı yerler, “sınır” teriminin anlamını sorgulamanıza sebep olur. İşte Pheasant Adası, ya da Türkçe adıyla Sülün Adası, bu tür yerlere örnek. Çünkü bu küçük ada yılın yarısında Fransa’ya, diğer yarısında ise İspanya’ya ait! Her altı ayda bir kimliğini değiştiren bu ilginç ada, iki ülke arasındaki yüzyıllık dostluğun sessiz bir tanığı olarak Bidasoa Nehri’nin ortasında yer alıyor.
Savaşlar, işgaller ve sert diplomatik krizlerle dolu Avrupa tarihinin gölgesinde, bu kadar barışçıl bir paylaşım hikayesinin varlığı oldukça şaşırtıcı. Ancak Pheasant Adası, tam olarak bunu temsil ediyor: bir anlaşmanın, bir barışın ve tarihi bir ironinin sembolü. Şimdi, her altı ayda bir ülke değiştiren bu 200 metrelik adanın ilginç geçmişine bir göz atalım.
Pheasant Adası, Fransa’nın Hendaye kasabası ile İspanya’nın Irun şehri arasında, Bidasoa Nehri’nin ortasında konumlanıyor
Haritaya bakıldığında, yalnızca 200 metre uzunluğundaki bu minicik toprak parçasının neden bu kadar önemli olduğu anlaşılmayabilir. Ancak olay boyutta değil, sembolik anlamda yatıyor. Her yıl 1 Şubat – 31 Temmuz tarihleri arasında ada İspanya’nın, 1 Ağustos – 31 Ocak tarihleri arasında ise Fransa’nın kontrolüne geçiyor. Yani takvim sistemine göre, ada yılda iki kez pasaport değiştiriyor. Bu devir-teslim törenleri son derece ciddiyetle gerçekleştiriliyor; askeri birlikler gelir, bayrak töreni yapılır ve belgeler imzalanır; ardından ada yine eski sessizliğine döner.
Ne ilginç değil mi? Her altı ayda bir iki ülkenin sınırları değişiyor ama kimse kavga etmiyor. Çünkü bu ada, geçmişte düşman olan iki ulusun barış içinde birlikte yaşaması mümkün olduğunu sembolize ediyor. Bidasoa Nehri’nin akıntısı gibi, tarihin akışı da ülkeler arasında yumuşak bir geçiş sağlıyor.
İlginizi çekebilir:
Tam Bir Doğa Harikası! Dünyanın Çeşitli Yerlerinde Bulunan Siyah Kumlu 13 Plaj
Sülün Adası ismini nereden alıyor? (ve neden orada hiç sülün yok?)

Sülün Adası adı duyulunca, kişinin aklına parıldayan tüyleriyle dolaşan kuşların bulunduğu yemyeşil bir cennet gelebilir. Ancak bu bir sürpriz: Adada ne sülün var ne de kuş sesleri! Üstelik bu isim tamamen bir çeviri hatasından ortaya çıkmış. Gerçekte adanın orijinal Baskça ismi “Pausoa”, yani “geçit” anlamına gelir. Bu, adanın tarih boyunca iki ülke arasındaki geçiş noktası olarak kullanıldığını gösteriyor. Fakat zamanla bu kelime Fransızcaya “Paysans” (köylüler) olarak çevrilmiş ve yanlış okunarak “Faisans” (sülünler) haline gelmiş. Yani “Sülün Adası” ismi, tamamen bir dil hatasından kaynaklanmakta!
Yine de bu isim o kadar yaygınlaştı ki, kimse düzeltme zahmetine girmedi. Şimdi hem Fransızlar “Île des Faisans”, hem de İspanyollar “Isla de los Faisanes” diyor. Adada hiç sülün olmasa da, bu isim kendiliğinden bir tarihsel espri haline gelmiş. Belki de ada, yanlış anlaşılmaların bile dostane sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.
Pheasant Adası’nın tarihini anlamak için 17. yüzyıla, Avrupa’nın savaşlarla sarsıldığı bir döneme gitmemiz gerekiyor

30 Yıl Savaşları’nın ardından, 1648 yılında Fransa ve İspanya temsilcileri sınırları müzakere etmek için tarafsız bir yer aramış ve Bidasoa Nehri üzerindeki bu küçük adada buluşmuşlar. Ada, yıllar boyunca 24 farklı diplomatik zirveye ev sahipliği yaptı. Nihayetinde 1659 yılında “Pireneler Antlaşması” burada imzalandı. Bu antlaşma, iki ülke arasındaki uzun savaşların sonunu getirdi. Ayrıca Fransa Kralı XIV. Louis ile İspanya Kralı IV. Felipe’nin kızı Maria Theresa burada evlendi.
Düşünsenize: 200 metrekarelik küçücük bir adada gerçekleşen bir kraliyet düğünü! Nehrin iki yakasına konuk taşımak için ahşap iskeleler inşa edildi, süslü teknelerle geçişler yapıldı. Bu tören, iki ülke arasında barışın yanı sıra aile bağlarının kurulmasına da vesile oldu. O günden beridir, ada hem dostluğun hem de diplomatik uzlaşmanın sembolü haline geldi. Ve işte bu nedenle, o günden itibaren her altı aya bir Fransa ile İspanya arasında el değiştiriyor.
İlginizi çekebilir:
Okinoşima: Japonya’da Kadınların Girmesinin Yasaklandığı Gizemli Ada
Günümüzde Pheasant Adası’nı ziyaret etmek mümkün mü?

Bu kadar ilginç bir hikayeye sahip bir adayı görmeyi istemeniz normal. Ancak ne yazık ki Pheasant Adası, herkese açık bir yer değil. Adaya giriş yalnızca belirli günlerde, yani yönetimin devredildiği şubat ve ağustos aylarında düzenlenen resmi törenlerde mümkün. Bu törenlerde diplomatlar, askerî birlikler ve her iki ülkeden yetkililer adaya gelir, bayrak töreni yapılır ve sembolik devralma gerçekleşir. Bunun dışında ada, Avrupa Miras Günleri kapsamında yılda birkaç kez sınırlı ziyaretlere açılır. Genellikle eylül ayının üçüncü hafta sonu düzenlenen bu etkinliklerde ziyaretçiler rehber eşliğinde adayı gezebilir.
Ancak tarihler her yıl değiştiğinden dolayı önceden duyurulara göz atmak önemlidir. Yine de üzülmeyin; adayı uzaktan da görebilirsiniz. Bidasoa Nehri’nin kıyısındaki yürüyüş yollarından ada manzarasını seyretmek mümkündür. Hatta kano kiralayarak adanın çevresinde dolaşabilirsiniz. Tabii ki, resmi izin olmadan adaya ayak basmak yasaktır. Kürek çekerken bir bakmışsınız ki, uluslararası sınırı geçmişsiniz!
Dünyada başka ortak topraklar da var mı?

Pheasant Adası, her altı ayda bir ülke değiştiren tek yer. Ancak ortak mülkiyet sistemi ile yönetilen başka topraklar da mevcut. En bilinen örneği, buzlarla kaplı Antarktika’dır. Bu kıta üzerinde 29 ülke, “Antarktika Antlaşması” sayesinde hak sahibi ve hiçbiri kıtayı tamamen sahiplenemiyor. Benzer bir durum Konstanz Gölü’nde de görülüyor; göl, Almanya, İsviçre ve Avusturya arasında paylaşılıyor. Göl kendisi ortak kabul edilir; kıyı şeridinde her ülke kendi bölümünden sorumlu olmaktadır. Bu, uluslararası işbirliğinin güzel bir örneğidir.
Bir diğer örnek ise Fonseca Körfezi; Honduras, El Salvador ve Nikaragua arasında paylaşılan bu deniz alanı, üç ülkenin barışçıl bir şekilde deniz kaynaklarını kullanmasına olanak tanıyor. Yani dünyanın bazı yerlerinde sınırlar bir problem değil. Aksine, paylaşımın, dostluğun ve işbirliğinin sembolü olarak karşımıza çıkabiliyorlar. Belki de bu yüzden Pheasant Adası’nın hikayesi bu denli büyüleyici: çünkü burada sınırlar, insanları ayırmak yerine bir araya getiriyor.
Kaynak: 1