Mardin’de Ziyaret Edilmesi Gereken Yerler | Turna.com

Mardin, tarihi ve kültürel zenginlikleri, arkeolojik unsurları, etkileyici mimarisi ve muhteşem mutfağıyla Türkiye’nin en heyecan verici şehirlerinden biri olarak öne çıkıyor. Farklı inanç gruplarının barış içinde yaşadığı bu kentte, her biri benzersiz olan cami, kilise, manastır ve türbe gibi keşfedilmeye değer yapılar bulunuyor. Anadolu üzerinden geçmiş olan tüm medeniyetlerin izlerini taşıyan Mardin, Türkiye’nin kültür rotalarının en öncelikli duraklarından biri olup, Mezopotamya’nın büyüleyici cazibesiyle birçok etnik gruba ev sahipliği yapıyor. Rengarenk bir kültürel mozaik oluşturan Mardin’de kaleler, çarşılar ve tarihi Mardin Evleri şehrin mimari dokusunu zenginleştiriyor.

Mardin’de Gezilecek En İyi 17 Yer

Tarihin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Mardin, muhteşem mimarisi, zengin arkeolojik geçmişi ve kültürel değerleri ile Türkiye’nin en renkli turistik destinasyonlarından biridir. Eski Mardin Evleri, Kırklar Manastırı, Meryem Ana Kilisesi, ve Süryani kültürünün en önemli yapılarından biri olan Deyrülzaferan Manastırı, İslam mimarisinin belirgin örneklerini sunan Tahsiniye ve Zinciriye Medreseleri, kentin gözde yapıları arasında yer alıyor.

Mardin’de gezilecek yerler, genel olarak üç ana bölgeye ayrılıyor. Kent merkezinde tarihi dokusunu yakından keşfedebilir, Mardin’in dışındaki etkileyici Orta Çağ kenti Midyat’ı ziyaret edebilir ve modern mimarisiyle Yenişehir’de çok sayıda gezilip görülecek alan bulabilirsiniz. Oğuz Köyünde bulunan Dara Tarihi Kenti, kaya mezarlarıyla ünlü antik bir yerleşim yeri olarak gezginlerin beğenisini kazanıyor.

Temsil ettiği uzun tarih boyunca birçok dinin ve kültürün barındığı Mardin, Eski Tunç, Orta ve Genç Tunç, Urartu, Pers, Roma, Selçuklu dönemine ait eserlerin sergilendiği Mardin Müzesi’ni, Meryem Ana Kilisesi, Kırklar ve Deyrülzaferan Manastırlarını görmeden geçmemelisiniz. Sayfanın ilerleyen kısmında Mardin seyahatinizde mutlaka değerlendirilmesi gereken rotalar sizi bekliyor.

Masal gibi bir yolculuğa hazır mısınız? Mardin uçak bileti fırsatları Turna’da sizi bekliyor!

mardin evleri

Oraya özgü sarı kalker taşlarıyla inşa edilmiş ve taş işçiliği ile bezeli Tarihi Mardin Evleri, geleneksel mimari tarzıyla adeta bir sanat eseri gibi. Şirin sokakları bir açık hava müzesine dönüştüren bu yapılar, dışarıdaki sıcaklığı içeri yansıtmayacak şekilde tasarlandığı için sıcak yaz günlerinde serin bir sığınak oluşturuyor. Mazı Dağı’nın yamaçlarındaki evlerin uzaktan görünümleri kesinlikle unutulmaz bir manzara sunuyor. Evlerin arasında dolaşırken kendinizi bir labirentte kaybolmuş hissedeceksiniz.

Hamdaniler tarafından 10. yüzyılda inşa edilen Mardin Kalesi, Kartal Yuvası olarak da bilinir. Stratejik konumu sayesinde birçok medeniyet tarafından kullanılmış olup, eşsiz bir manzara sunmaktadır. Bu muazzam kale, Mardin manzarasını izlemek için en güzel yerlerden biri olup, birçok şairin ilham kaynağı olmuştur. Kaleye yapısal olarak doğal taş kullanılarak inşa edilmiştir ve çok az ekleme yapılmıştır.

mardin ulu camii

Cami-i Kebir, ya da başka bir deyişle Ulu Cami, Artuklu döneminin Mardin’e kazandırdığı en önemli eserlerden biridir. Yapıda, farklı noktalara yerleştirilmiş toplam 16 kitabeye sahip. Ulu Cami, Osmanlı öncesi Anadolu İslam mimarisinin karakteristiğini taşıyan taş işçiliğiyle dikkati çekiyor. Mardin’in en eski camisi olan Ulu Cami’nin inşa edildiği dönemde iki minaresi bulunuyordu, ancak günümüze yalnızca bir tanesi ulaşmıştır.

Deyrulzafaran

Deyrulzafaran Manastırı, 52 Süryani patriğinin mezarına ev sahipliği yapan tarihi bir yapıdır ve farklı devirlere ait üç bölümden oluşur. 5. yüzyılda Süryaniler tarafından inşa edilen bu manastır, Mardin’in 4 kilometre doğusunda yer alıyor ve Süryani cemaatinin en önemli dini merkezlerinden biri olarak biliniyor.

1932 yılına kadar Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgahı olarak kullanılan manastır, Mor Hananyo (Kubbeli) ve Meryem Ana Kiliseleri’nin yanı sıra Azizler Evi ve Güneş Tapınağı gibi önemli bölümler içeriyor.

Süryaniler tarafından Mor Behnam ve kardeşi Saro adına 569 yılında inşa edilen Kırklar Kilisesi, Mor Benham Kilisesi olarak da bilinmektedir. Kırklar adı, 1170 yılında kiliseye getirilen kırk şehidin kemiklerinden gelmektedir ve Mardin’in eşsiz taş işçiliği, tarihi eserleri ve etkileyici ahşap kapılarıyla şehrin kültürel mücevherlerinden biridir. 1.500 yıllık içerikleri, geniş avlusundaki çan kulesiyle birlikte büyüleyici bir deneyim sunuyor.

Kasımiye Medresesi

15. yüzyılda, Artuklu döneminin sonlarında Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir tarafından inşa edilen Kasımiye Medresesi, medrese, cami ve türbe içeren bir külliye olarak tasarlanmıştır. Timur devrinde Moğolların saldırıları nedeniyle yarım kalan bu yapı, günümüzde El Cezire Sanat Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa tarafından 1385’te yaptırılan Zinciriye Medresesi, Sultan İsa Medresesi olarak da bilinir. Dilimli kubbeleriyle dikkat çeken bu zarif yapı, iki katlı ve iki avlulu olarak tasarlanmıştır. Geçmişte rasathane olarak kullanılan bu tarihi yapının içinde Sultan İsa’nın türbesi ve birçok eski kitabe bulunur.

Dara Antik Kenti

Doğu Roma İmparatorluğu döneminde askeri amaçlarla inşa edilen Dara Antik Kenti, Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim alanlarından biridir. Geniş bir alana yayılan bu yerleşim, dünyanın ilk su barajı kalıntılarını, kaya mezarlarını ve kilise, saray, zindan, çarşı gibi önemli yapıları barındırır. Dara harabeleri, Nusaybin yolunun üzerinde yer alan Oğuz Köyü sınırları içindedir.

Midyat’ın 18 km doğusunda, Güngören Köyü’nde bulunan Deyrulumur Manastırı, Mor Gabriel Manastırı olarak da bilinir ve Süryanilerin ana vatanı olan Tur Abdin yaylasında yer alır. Bu yapının, Süryaniler tarafından 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülmekte olup, geniş bir kütüphaneye sahiptir ve tarihte “İkinci Kudüs” unvanını almıştır.

Midyat

Mardin gibi tarihi bir müze olan Midyat, şehir merkezine 1.5 saat uzaklıkta yer alıyor. Tarihi taş evleri, konakları, kemerli geçitleri ve Süryani kiliseleriyle muhteşem bir bölgedir. Bu ilçe, gümüş, telkâri ve el sanatları açısından oldukça önemli özellikler taşımaktadır ve turistik olarak eşsiz bir deneyim sunar.

Sipahiler Çarşısı veya Tellallar Çarşısı olarak da bilinen Revaklı Çarşı, yolun iki yanında bulunan revaklarla ve bu revakların arkasında sıralanan dükkanlardan oluşan bir yapıya sahiptir. Revaklı Çarşı’da alışveriş yapmak, Mardin seyahatinizin vazgeçilmez aktivitelerinden biridir ve keyifli bir deneyim sunar.

Mardin Ermeni Katolik Cemaati’nin katkılarıyla Hovsep Kazasyan liderliğinde inşa edilen Mor Yusuf Kilisesi (Surp Hovsep), Mardin il merkezinde bulunur. 1864-1894 yılları arasında yapılan bu kilisenin yanında, ruhbanların ikameti için bir bina ve ruhban okulu da bulunmaktadır. Kesme taştan bazilika planlı olarak inşa edilen bu yapıda toplam 21 sütun yer almaktadır.

Cumhuriyet Meydanı’nda, ana caddeye paralel dar sokaklarda yer alan Süryani Katolik Cemaati’ne ait Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhanesi, 860 yılında Antakya Patriği İgnatios Antuhan Semheri tarafından yaptırılmıştır ve 1995’ten itibaren müze olarak hizmet vermektedir. Yapının avlusunda, kemer, yuvarlak taş sütunlar ve korkuluklar bulunmakta olup, üzüm salkımlı motiflerin ahşap işçiliği ise dikkat çekmektedir. Yapı, 1988 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir.

Mardin Müzesi

1895’te Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından patrikhane olarak yapılan ve tarihi dokunun içinde yer alan Mardin Müzesi, 2000 yılından bu yana her katta tarihin farklı dönemlerine ait eserler barındırmaktadır.

Müzede, Asur ve Roma, Bizans, Zengi ve Eyyübi dönemlerine ait eserler sergilenirken, etnografik değerler ile birlikte mozaikler, mezar taşları ve sütun başlıkları gibi arkeolojik kalıntılar da yer almaktadır.

Girnevaz Höyük, Kuzey Mezopotamya ve Güneydoğu Anadolu kültürlerine dair Eski Tunç, Asur, Urartu, Grek, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinin zengin bir koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.

Geçmişte süvari kışlası olarak kullanılan ve daha sonrasında vergi dairesine dönüştürülen bir binada bulunan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, Mardin’in tarihsel ve kültürel birikimini ziyaretçilere sunmaktadır. Müze içinde düzenlenen fotoğraf ve resim sergileri, Mardin’de modern ve çağdaş bir sanat platformu oluşturma amacını taşımaktadır.

Mardin otobüs bileti almak için Turna’nın gelişmiş arama özelliği sayesinde biletinizi güvenli ve kolay bir şekilde satın alabilirsiniz.

Mardin’in Midyat ile Nusaybin ilçeleri arasında bulunan Beyazsu Mesire Alanı, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için ideal bir yerdir. Çevresindeki çay bahçeleri ve kamelyalar huzurlu bir atmosfer sunarken, burada yürüyüş yapabilir, yeşillikler içinde piknik yapabilir ve serin sulara daldırabilirsiniz.

Midyat’a bağlı Anıtlı Köyü, diğer adıyla Hah Köyü, Mezopotamya’nın kadim ruhunu taşıyan tarihi yerleşimlerden biridir. Taş evleri, dar sokakları ve sessiz atmosferiyle bu Süryani köyü, dingin bir keşif sunuyor. Aynı zamanda, Süryani Ortodoks inancının önemli merkezlerinden biri olan Mor Sobo Kilisesi’ne ev sahipliği yapmaktadır.

Mardin, taş konakları, büyüleyici sokakları ve kültürel dokusuyla sizi masal tadında bir yolculuğa davet ediyor. İki günlük gezinizin ilk gününü eski şehir merkezine ayırmayı düşünebilirsiniz. İlk olarak tarihi Zinciriye Medresesi’nde Mezopotamya manzarasına karşı nefes alın. Ardından, hemen yanındaki Mardin Müzesi’ni ziyaret ederek şehrin binlerce yıllık hikayesini keşfedin. Öğle saatlerinde tarihi Mardin Çarşısı’nda gümüş takılar, sabunlar ve baharatlar arasında dolaşabilir ve yöresel lezzetleri tadabilirsiniz. Öğleden sonra Mor Behnam Kilisesi’nin huzurlu atmosferinde dinlenirken, akşamüstünde Dara Antik Kenti’nde Roma dönemine ait kalıntılar arasında yolculuk yapabilirsiniz.

İkinci güne Deyrulzafaran Manastırı’nı keşfederek başlamanızı öneririm. Ardından Kasimiye Medresesi’ni ziyaret edin ve güneşin taş duvarlarda oluşturduğu göz alıcı ışık oyunlarına tanıklık edin. Öğle sonrası rotanızı Midyat’a çevirin. Tarihi sokaklarını keşfettikten sonra Elbeğendi (Kafro) Köyü’nde odun ateşinde pişirilen ünlü Süryani pizzalarının tadını unutmayın. Son olarak, Mor Gabriel Manastırı’nı ziyaret ederek iki gününüzü sonlandırabilirsiniz. Mardin’in büyüsüne kapılacak ve bu deneyimi tekrar yaşamak için planlar yapmaya başlayacaksınız.

Mardin seyahatiniz için konfor ve özgürlüğü bir arada sunan bir ulaşım arıyorsanız, Mardin araç kiralama seçeneklerini Turna’da keşfetmek için tıklayın.

Mardin, gastronomi meraklıları için eşsiz bir keşif fırsatı sunuyor. Bu destinasyonda yörenin lezzet sembolü kaburga dolması ve içli köfte olan irok mutlaka tadılması gerekenler arasında. Kapalı lahmacun olarak bilinen sembusek, çıtır hamuruyla sizi kendine hayran bırakacak. Süryani kültürünün kalbinde yer alan Elbeğendi Köyü’nden odun ateşinde pişirilen muhteşem pizzaları tatmayı ihmal etmeyin. Ayrıca, Mardin’in meşhur kiliçe çöreğini, çay eşliğinde denemelisiniz.

Mardin’de konaklama, adeta bir hikaye içinde yolculuk yapıyormuş hissi uyandırıyor. Eski Mardin’deki taş konaklar ve butik oteller, kentin mistik ruhunu keşfetmek için eşsiz fırsatlar sunuyor. Artuklu bölgesindeki Mezopotamya manzaralı otellerde konaklayarak sabahları sınırsız ovaya açılan gözlerinizi güne başlamaya hazırlayabilirsiniz. Tarihle iç içe olmak isteyenler için Midyat’taki Süryani konakları ideal seçenekler barındırıyor. Otantik atmosferiyle Zinciriye Medresesi çevresindeki butik oteller, şehri derinlemesine keşfetmek isteyen gezginlerin en favori tercihlerinden biri. Mardin otelleri avantajlı fiyatlarla Turna’da sizi bekliyor!

Mardin’in otantik çarşıları, hediyelik ve hatıralık alışverişi açısından sayısız seçenek sunuyor. Tarihi bakırcılar çarşısında el işçiliğiyle hazırlanan bakır tepsiler, cezveler ve kahve takımları göz alıcı güzellikleriyle göz dolduruyor. Gümüş işlemeli kolyeler, yüzükler ve küpeler hem kendinizi hem de sevdiklerinizi şımartmak için harika seçenekler. Bıttım sabunu ve Süryani şarabı da şehrin sembolik ürünleri arasında yer alıyor.

Süryanice “kaleskenti” anlamına gelen Marde’den adını alan Mardin, Müslüman, Süryani, Yakubi, Keldani, Nesturi, Yezidi, Yahudi, Kürt, Arap, Çeçen ve Ermeni gibi çeşitli din ve etnik kökenlerin barış içinde bir arada yaşadığı, Türkiye’nin en farklı atmosferine sahip kenti olarak dikkati çekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar

  • 8 Haz, 2025
2025 yılı, yapay zekanın hayatımıza daha fazla entegre olduğu bir dönem olabilir. GPT-5, metin, ses, görüntü ve video...
  • 7 Haz, 2025
Dijitalleşme, KOBİ'ler için hayati bir süreç. Tasarımdan üretime, satıştan pazarlamaya kadar tüm alanları kapsıyor. Dijital pazarlama araçları, erişimi...
  • 7 Haz, 2025
Tüm dünyada hızla yaygınlaşan kripto para, dolandırıcılık ve siber saldırıları da beraberinde getirmektedir. Kullanıcı zafiyetlerini hedef alan tehditler...
  • 6 Haz, 2025
Günümüzde iş bulmak ve para kazanmak zorlaşıyor. Harcamalarınızı doğru yönetmezseniz, ay sonunu getiremeyebilirsiniz. Harcamanızı planlayarak tasarruf yapabilirsiniz.