Gastronomi turizmi, kökleri çok eskiye dayanan bir alan olup, şu anda popüler seyahat trendleri arasında. Son zamanlarda deneyim odaklı seyahat biçimi olarak anılmaya başlayan bu turizm türü, farklı ülkelerin ve şehirlerin kendine özgü lezzetlerini keşfetmek isteyenlerin tercih ettiği bir rota oluşturuyor.
Yabancı literatürde “culinary tourism” olarak adlandırılan gastro turizm, “foodie” kavramının yaygınlaşmasıyla birlikte popüler bir hale gelmiştir. Gezginler, farklı yeme ve içme noktalarını keşfereken, bu seyahat türü tüm dünyayı saran merak uyandırıcı bir alan haline geliyor.
Bu nedenle, bu yazımızda Avrupa’daki gastro turizm noktalarını inceleyeceğiz. Ancak öncelikle “foodie” terimini biraz daha derinlemesine ele alalım ve bu kavramın gastro-turizm üzerindeki etkisine kısaca değinelim.
Günümüzde sıkça kullanılan foodie kavramı, ilk kez 1980’lerde ortaya çıkmıştır; yemekleri, diğer güzel sanatlar gibi değerlendirmek anlamına gelir.
Foodie olarak tanımlanan kişiler, yemek kültürüne önemli yatırımlar yaparak unutulmaz bir yaşam sürmektedirler. Halk arasında “yemeksever” olarak bilinen bu kavram, sosyal yaşamın yemekle buluşmasını ifade eder.
Önemli bir not: Foodie ve gastronom terimleri sıklıkla karıştırılabilir, ancak her ikisi de birbirinden farklıdır. Gastronom terimi, gastronomi alanında derin bilgi sahibi olan kişilere verilen bir unvandır; bu bireyler gastronominin teorisini ve pratiğini bir araya getirmektedirler.
Foodie ise lezzet duraklarını tanıyan, en iyi restoranları takip eden ve gastronomi fuarlarına katılan kişiler olarak tanımlanır.
Bologna: Kızıllığın Şehri
İtalya’nın kuzeyinde yer alan ve Emilia-Romagna bölgesinde bulunan bu eşsiz nokta, verimli Po Ovası ve Apenin Dağları’nın eteklerindeki konumu ile dikkat çekmektedir. Zengin kültürel yapısı ve kendine has tadlarıyla bu şehir unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Orta Çağ’ın görkemli izlerini taşıyan Bologna, aynı zamanda “Kızıl Şehir” olarak da anılmaktadır. Şehrin mimarisindeki kırmızı kiremitler ve yapılar, nefes kesici manzaralar sunar.
Kızıl Şehir, tarihi dokusu ve geniş kültürel çeşitliliğinin yanı sıra gastro turizm açısından da önemli bir konumda yer alır. Bu şehir, lezzet rotalarıyla tanınarak “bilge, kırmızı ve şişman” unvanına sahip olmuştur.
Bologna, İtalya’nın lezzet merkezlerinden biri olarak tortellini ile tanınmaktadır. Ayrıca, parma jambonu, lazanya ve parmesan peyniri gibi yerel lezzetler de Kızıl Şehir’e özgüdür. Unutmayalım ki, Bologna denilince akla ilk gelen et bazlı ragu soslarıdır.
Şehri ziyaret edenler için; cotoletta alla bolognese, lasagne verdi al forno ve torta di riso denemeleri önerilir. Tarihi yapısı, kırmızı mimarisi ve kendine özgü yaşam tarzıyla, foodie kişilerin mutlaka uğraması gereken dillere destan foodie şehirlerinden biridir.
Marsilya: Bir Akdeniz Rüyası
Marsilya, köklü tarihi ile tanınan bir şehirdir. Güney Fransa’nın incisi olarak bilinen bu bölge, Akdeniz’in en eski yerleşim alanı ve en büyük limanına sahiptir. Kuzey Afrika ve Güney Avrupa’nın kesişim noktasındaki bu şehir, çok kültürlü yapısıyla gezginlerin ilgisini çekmektedir.
Antik dönemde “Massalia” olarak bilinen bu şehir, Foçalılar tarafından kurulmuştur. Farklı uygarlıkları ağırlayan bu bölge tarihi zenginliğini buradan almaktadır. Doğanın ve tarihin büyüleyici güzelliği ile dolu olan bu şehir, Fransa ve dünyanın önde gelen gastronomi noktalarından biridir.
Şehrin simgesi “bouillabaisse” tatmadan geçilmemesi gereken bir lezzettir. Deniz ürünleri ve sebzelerle hazırlanan bu çorba, Fransa’nın unutulmaz tatları arasında yer alıyor.
Soupe au pistou, navettes de Marseille, daube provençale ve fougasse da Marsilya ile anılan diğer lezzetlerdir. Akdeniz kıyılarının huzurunu ve farklı tatları deneyimlemek isteyenler için bu bölge mutlaka ziyaret edilmelidir!
Kopenhag: Işıltılı ve Renkli Bir Dünya
Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag, “dünyanın en yaşanabilir şehirleri” arasında her yıl ilk sıralarda yer almayı başarıyor. Ticaret limanı anlamına gelen Kopenhag, yüksek refah seviyesiyle de dikkat çekmektedir.
Z kuşağının ilgisini çeken bu şehir, ışıltılı yaşam tarzı ve çeşitli mutfağıyla gençlerin ilgisini topluyor. Kopenhag seyahatinizde Yeni Liman ve Christiania Özerk Bölgesi’ni gezmeniz önerilir.
Kopenhag denildiğinde akla gelen ilk lezzet smørrebrød oluyor. İlk olarak Danimarkalı çiftçilerin öğle yemeği olarak tükettiği bu lezzet, günümüzde neredeyse her restoranda karşımıza çıkan bir yemek haline gelmiştir. Bu ünlü sandviçler, özel olarak hazırlanarak sebze, balık, et ve farklı soslarla sunuluyor.
Kopenhag’da ringa balığı, somon, frikadeller, fiskefrikadeller, rød pølse ve flæskesteg gibi Danimarka’ya özgü lezzetleri tatmayı unutmayın.
Stockholm: Kuzey Avrupa’nın Lezzet Durağı
İsveç’in başkenti Stockholm, İskandinavya’nın en önemli sanat, ekonomi ve kültür merkezlerinden biridir. Baltık Denizi ve Malaren Gölü’nün kesiştiği noktada konumlanan bu şehir, doğa harikası manzaralarıyla dikkat çekmektedir. Tarihi ve modern yapıların iç içe geçmiş olması, şehirde estetik bir ilham kaynağı oluşturuyor.
Son dönemlerde foodie gezginler tarafından sıkça ziyaret edilen bu şehir, İsveçlilerin damak lezzetine verdikleri önemi gözler önüne sermektedir. Stockholm’de sayısız Michelin Yıldızlı restoran bulunmaktadır.
Stockholm’e adım attığınızda mutlaka denemeniz gereken lezzetlerin başında “yellow peas soup” yani bezelye çorbası gelir. Bunun yanında kanelbulle, prinsesstårta, toast skagen, İsveç köftesi, raggmunk ve wallenbergare gibi lezzetler de burada tatmanız gereken şeylerdendir.
San Sebastian: Michelin Restoranların Yıldızı
Bask Bölgesi, Atlas Okyanusu kıyısında büyüleyici bir özerk bölgedir. Bu eşsiz doğal alan, kendine has yöresel mutfağı ile gezginleri büyülemektedir.
Fransa’nın mutfak sırları ile İspanyol lezzetlerinin birleştiği yemekler, lezzet tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.
Paris: Romantizm Durağı
Paris denilince akla gelen manzaralar; Seine Nehri, Eyfel Kulesi, müzeler, şaraplar, tekne turları, kruvasanlar ve peynirlerdir. Ve elbette o ünlü Fransız lezzetleri!
Paris, dünya genelinde tatlı çeşitleriyle dolu bir cennet gibidir; çikolatasından meyvelerine kadar her damak zevkine hitap eden lezzet duraklarıyla doludur. İşte Paris’teki en nefis 10 tatlı durağı…
1- Laduree
Macaron’un anavatanı olan bu unutulmaz pastane, 1862’den beri kalitesinden ödün vermeden misafirlerine hizmet vermeye devam ediyor.
Burada birbirinden lezzetli makaronların yanı sıra, harika tatlara sahip pek çok diğer seçeneği de bulabilirsiniz.
2- Cafe Pouchkine
İsminin de belirttiği gibi Cafe Pouchkine, Paris’teki bir Rus pastanesi. Eşsiz tabloları anımsatan birbirinden güzle tatlılar arasında seçim yapmak bir hayli zor!
Cafe Pouchkine, sunduğu tatlılarla sürekli olarak güncellenmektedir ve bu haliyle mutluluk veriyor.
3- Pierre Herme
Fransa’nın en tanınmış şeflerinden biri olan Pierre Herme’nin şöhreti kesinlikle yerinde. Her zaman merak uyandıran ve lezzetli tatlılarla dolu bir menüyle Parislilere hitap ediyor.
Pierre Herme’nin unutulmaz tatlarını hem mağazasında hem de şık restoranında bulabilirsiniz. Özellikle mevsim meyvelerine göre değişen makaronları denemelisiniz.
4- L’Eclair de Genie
Burada yine ünlü bir şefin harika lezzetleriyle karşılaşıyoruz. Christophe Adam, eklere getirdiği muhteşem çeşitler ile oldukça beğenilmektedir.
Her ay yenilenen ekler, farklı çikolatalar ve dondurmalar ile Parislileri büyülemeye devam ediyor.
5- Sadaharu Aoki
Fransız tatlarına Japon lezzetlerinin karıştırıldığı bu pasta dükkanı, oldukça farklı ve lezzetli bir deneyim sunuyor.
Sadaharu Aoki, özellikle matcha çayı ile olağanüstü tatlar yaratıyor. Krema ve çikolatalarla sunulan makaronları, matchalı kruvasanları mutlaka denemelisiniz.
6- Fauchon
Ülkemizdeki şubeleriyle tanınan Fauchon, asıl ünlülüğünü Paris’te kazandı.
Sevdiklerinize hediye edebileceğiniz lezzetlerin yanı sıra, yemeklerinizi ve tatlılarınızı keyifle yiyebilirsiniz. Hangi durumda olursanız olun, Paris’te mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer!
7- Angelina
1903 yılından itibaren sunduğu tatlılarıyla Paris’in klasiklerinden biri olan Angelina, tüm dünyada tanınmaktadır.
Leziz tatlıları, nostaljik ortamı ve ünlü sıcak çikolataları ile Paris’in unutulmazları arasında yer almaktadır. Gerçek bir Paris’i kahvaltısı deneyimlemek isteyenler için Angelina uğranması gereken bir yer.
8- Carette
Tatlılarının yanı sıra yemekleri ile de dikkat çeken bu mekan, sunduğu eğlenceli atmosferle keyifli bir deneyim sunmaktadır.
Burada pek çok farklı tatlı ve ilginç renklere sahip makaronları keşfedebilirsiniz.
9- Patisserie Michalak
Michalak dünyasına girdiğinizde, ferah ve beyaz dekore edilmiş mekanda rengarenk tatlılar sizlerin karşısına çıkacaktır.
Çikolata, pasta ve dondurma gibi geniş bir menü ile karşılaşacaksınız ve burada harika lezzetler deneyimleyebilirsiniz.
10- La Cure Gourmande
Paris’in tatlı kurabiyecisi olarak bilinir.
Renkli ve keyif veren kutularıyla dükkanına girdiğinizde hoş tatları hemen bulabilirsiniz.
Münih: Unutulmaz Restoranlar
Restaurant Mark’s
Akdeniz mutfağı ve Fransız lezzetleriyle tanınan bu restoran, Münih’in en seçkin yerlerinden biri. Rönesans tarzında bir dekor, etkileyici tablolar ve muhteşem merdivenler ile harika bir tercih olarak öne çıkıyor.
Günlük olarak taze sebzeler ve meyvelerle hazırlanmış özel bir menü sunulmaktadır.
Piyano müziği eşliğinde yemek yiyebileceğiniz bu mekan, keyif dolu saatler geçirmek için ideal bir yerdir.
Augustiner am Dom
Münih’i en iyi anlatan restoranlardan biri olan Augustiner am Dom, geleneksel ve modern yemeklerle reseptlerini sunmaktadır.
Zengin bir menü ve konfor dolu ortamı ile dikkat çekerken, farklı mimari yapısı ile de öne çıkmaktadır. Ancak bu restoranı özel kılan kesinlikle tatlarıdır. Doğal malzemelerle hazırlanan yemekler, anne yemeği lezzetini yansıtmaktadır; özellikle ünlü yemeklerinden biri şinitzel ve fırında ördektir.
Cotidiano
Her yemek türünden lezzetlerin bulunduğu bir mekan arıyorsanız, kahvaltının en iyi hali burada!
Türk mutfağını da öne çıkaran bu restoranda kendinizi evinizde hissedeceksiniz. Taze ve kaliteli kahvaltı seçenekleri arasında yer alan peynirlerin lezzeti damaklarınızda kalacak.
Hans im Glück
Fast food sevenler ya da rahat bir ortam tercih edenler için harika bir mekan.
Birçok şubesi bulunan bu mekan, hamburgerleri ve çeşitli soslarıyla damak tadına hitap eder.
Filmcasino/ Lazy Moon
Akşam yemeklerinizi profesyonel ışık sistemleri altında yiyebilmenizi sağlayan Filmcasino, oldukça zarif bir restorandır.
Münih’in tarihi mekanlarından biri olan Filmcasino, isminin de gösterdiği gibi oldukça şık bir ambiyansa sahiptir. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın.