Geçmişte yollar, yalnızca bir yerden bir yere geçiş yolları olmaktan öte, fikirlerin, kültürlerin ve lezzetlerin paylaşıldığı önemli alanlardı.
Kültürler arası etkileşimin en yoğun yaşandığı tarihin kritik yollarından biri de, şüphesiz ki Coğrafi Keşifler döneminde önemini yitiren tarihi İpek Yolu’dur.
Çin’den başlayıp Anadolu, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ve Mısır’a uzanan İpek Yolu’nun rotası zaman içinde değişiklik göstermiştir. Ancak kuzey ve güney olmak üzere iki ana kola ayrıldığı kesindir. Bu iki kol, şu anda ülkemizin sınırları içinde bulunan birçok kenti de kapsamaktadır.
Bu yazıda, İpek Yolu’nun gastronomi kültürü ile olan bağlantısına odaklanmak istedim ve tarihi İpek Yolu rotası üzerinde bulunan en lezzetli şehirlerimizden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hadi geçmişe yolculuk yapalım ve tarihi İpek Yolu üzerindeki en lezzetli şehirlerimize birlikte bir keşif gerçekleştirelim.
1) Erzurum
Erzurum, tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan, Anadolu, Kafkasya ve İran kültürlerinden izler taşıyan oldukça özgün ve kendine has bir mutfağa sahiptir.
Erzurum mutfağında soğan, sarımsak ve domates öne çıkarken, baharat kullanımı oldukça azdır. Birçok Anadolu şehrinde olduğu gibi, Erzurum mutfağı da et, bakliyat ve tahıl ağırlıklıdır; ancak mutfaklarında kuru sebze ve meyve de sıklıkla kullanılır.
Erzurum’u ziyaret ederseniz aşotu çorbası, lor peynirli pazı sarması, tuzlu peynir helvası, incecik su böreği, kadayıf dolması ve muhakkak cağ kebabı gibi tadımlıklarınızı eksik etmemelisiniz. Ayrıca rengarenk akide şekerleri, kahvaltılara lezzet katacak kuru kaymak, civil peyniri ve çay keyfinizi nostaljik hale getirecek kıtlama şekerleri de mutlaka alınması gerekenler arasında.
Erzurum’da Ne Yenir, Nerede Yenir yazımıza göz atarak bu lezzetleri deneyimleyebilir, Erzurum’da Gezilecek Yerler yazımıza göz atarak Erzurum’un güzelliklerini keşfedebilirsiniz.
2) Konya
Konya, birçok kaynak tarafından Anadolu mutfağının merkezi olarak kabul edilmektedir.
Selçuklu ve Mevlevi mutfaklarının etkileriyle şekillenen geleneksel bir mutfak yapısına sahiptir.
Konya mutfağı, yemek çeşitliliği açısından oldukça zengin olmasa da, farklı lezzetleri bir arada buluşturan yemekleri oldukça doyurucu ve besleyicidir. Bu nedenle Konya’da öğünler genelde bir çeşit yemekle geçiştirilebilir.
Konya’yı ziyaret ederseniz, sizi sıcak bir kuru bamya çorbası, çıtır bir etli ekmek, bıçak arası, Konya küflü peynir ile yapılan yağ somunu, lokum kıvamında bir fırın kebabı, tirit, höşmerim ve sac arası tatlıdan tatmadan dönmemelisiniz. Ayrıca, eski adı Kadınlar Pazarı olan, yeni adı Melike Hatun Çarşısı’ndan küflü tulum peyniri, yağlı Konya gevreği ve Mevlana şekeri almayı unutmamalısınız.
Konya’da Ne Yenir Nerede Yenilir yazımıza göz atarak etli ekmek gibi pek çok lezzeti keşfe çıkarabilirsiniz.
3) Tokat
Birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Tokat’ın geleneksel mutfağı, birçok farklı kültürün sentezini oluşturan zengin bir yapıya sahiptir.
Tokat mutfağı, hemen hemen her sebzenin etli veya etsiz yemeği yapılabilen bereketli bir mutfaktır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ‘… Yılın her zamanında halkın nimetleri boldur’ diyerek bahsettiği bu mutfak, çeşitliliği ile adından söz ettirmektedir.
Tokat’a gittiğinizde asma yaprağı ile yapılan başlangıçların en lezzetlisi battan, Tokat kebabı, Turhal’ın meşhur hamur işi yoğurtmaç, kahvaltıların vazgeçilmezi yağlıdan, Almus Gölü’nde yetiştirilen somon balığından, muska şeklinde sarılan etli yaprak sarması, kaşık kaşık yemek isteyeceğiniz Zile pekmezi, meşhur çemeni, ceviz, alıç reçeli ve Erbaa’nın asma yaprağı gibi lezzetleri tatmamayı unutmayın.
Tokat’ta Ne Yenir yazımıza göz atarak Tokat’ın eşsiz lezzetlerini detaylı biçimde inceleyebilirsiniz.
4) Kastamonu
Kastamonu’nun kültürel değerleri ve coğrafi yapısı, geçmişten gelen zengin bir mutfağın oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Geleneksel Kastamonu mutfağında ekmekler, besleyici çorbalar, et yemekleri ve elbette ki hamur işleri önemli bir yer taşımaktadır.
Kastamonu’nun mutfağı o kadar zengin ki her ilçenin kendine has tarımsal ürünleri bulunmaktadır. Üryani eriği, İnebolu kestanesi, Taşköprü sarımsağı, Araç cevizi bunlardan sadece birkaçıdır.
Kastamonu’yu ziyaret ederseniz, siyez bulguru ile yapılan lezzetli pilavı, çekme helvasını, Kayseri pastırmasının tahtına göz diken incecik pastırmasını, susamsız kel simidini, kırık tatlısını ve kaymaklı incir dolmasını tatmadan geri dönmemelisiniz.
Kastamonu Yemek Rehberi yazımıza göz atarak bu lezzetleri detaylı şekilde öğrenebilirsiniz.
5) Antakya
Antakya, çok kültürlü geleneklerin ve farklı inançların harmanlandığı kadim bir şehirdir.
Şehrin sahip olduğu bu kültürel çeşitlilik, muazzam bir mutfağın oluşmasına zemin hazırlamıştır. Antakya mutfağı, Roma, Arap, Ermeni ve Osmanlı mutfaklarından etkilenmiş ancak Akdeniz gelenekselliğini daima korumuştur.
Meyve ve sebze genelde mevsiminde en taze şekliyle kullanılır. Kış yemeği, yazın; yaz yemeği ise kışın pişirilmez.
Antakya’ya gittiğinizde kağıt kebabından, özel soslu dönerden, humus, bakla ezmesi gibi birbirinden lezzetli mezelerden, çıtır künefeden, haytalı tatlısından yiyip, zahter, nar ekşisi, halhali zeytin, tuzlu yoğurt ve küflü çökelek ya da sürk peyniri almadan dönmemelisiniz.
Antakya yemeklerini daha iyi öğrenmek için Antakya Lezzet Durakları yazımıza göz atmalısınız.
6) Denizli
Yemek kültürü ve çeşitliliği açısından, ülkemizin en zengin ve canlı illerinden biri olan Denizli, farklı ürünlerin yetişmesine imkan tanıyan iklim ve coğrafi koşullara sahiptir.
Denizli’ye gittiğinizde, farklı bir deneyim sunacak yanık tava yoğurdu, avuç avuç yemek isteyeceğiniz sıcak leblebi, mevsimine göre kuzu veya oğlak etiyle hazırlanan tandır kebabı gibi lezzetlerden tatmadan, Çivril’in elması, Kale’nin cevizinden, Beyağaç’ın biberlerinden, Çardak’ın haşhaş ve kimyonundan, Tavas’ın nohutundan, Honaz’ın kirazlarından; almayı unutmayın.
7) İzmir
İzmir, İpek Yolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı olarak bilinir. Ticaret kervanları ve tüccarlar bu şehir üzerinden Yunanistan ve Mısır’a, oradan da Güney Avrupa’ya ulaşırlardı.
Belki de bu nedenle zeytinyağlı yemeklerin ağırlıkta olduğu Akdeniz mutfağı ile İzmir mutfağı birbirine çok benziyor.
Zeytinyağı ile hazırlanan sebze yemekleri ve otlar, İzmir Mutfağı’nın en seçkin öğeleridir. Mezeler, salatalar, tabii ki balık ve deniz ürünleri bir İzmirli’nin sofrasını süsleyen diğer temel unsurlardır.
İzmir’e giderseniz, haşlanmış yumurta ile yanında boyoz yiyerek başlayacağınız bir kahvaltı yapmadan, dolgun malzemeli kumrusundan, çıtır gevreğinden, taze otlarla hazırlanan çeşitli yemeklerinden, nefis tulum peynirinden, lor tatlısından ve kaymaklı şambalisinden tatmadan dönmeyiniz.
İzmir’in yemeklerini daha detaylı incelemek için İzmir’de Ne Yenir yazımıza mutlaka göz atmalısınız.
8) Bursa
Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’na yakınlığıyla bilinen bir şehirdir. Geleneksel mutfağı, Osmanlı mutfağından birçok izler taşımaktadır.
Bursa denilince birçok kişinin aklına İskender Kebap gelse de, aslında Bursa mutfağı keşfedilmeyi bekleyen pek çok lezzete sahiptir.
Tam bir Osmanlı Saray Mutfağı yemeği olan hünkar beğendi, tahinli pide ya da Bursalıların tabiriyle tahanlı, cantık ve Kemal Paşa tatlısı gibi birçok lezzet Bursa’nın gizli hazineleri arasındadır.
Bursa’ya gidildiğinde, en güzelinden bir süt helvası, elbette ki İskender Kebap, İnegöl köfte yemeden, bol köpüklü ev yapımı ayran içmeden, nefis mihaliç peyniri ile yapılan en muhteşem tostları almak ve kestane şekerinin her çeşidinden birer kutu almak gerekir; bunları yapmadan dönenden helva olmaz.
Bursa’da Ne Yenir yazımıza hemen göz atarak bu mükemmel lezzetleri keşfedebilirsiniz.
9) İstanbul
Günümüzde birçok yemeği unutulmaya yüz tutmuş olsa da, geleneksel İstanbul mutfağı; İran’dan Anadolu’ya, Asya’dan Kafkasya’ya, Ege’den Balkanlar’a, Akdeniz’den Avrupa’ya kadar birçok farklı kültürden izler taşır.
İstanbul mutfağında kebaplar oldukça azdır. Kebap yerine zeytinyağlılar, sulu yemekler, ızgara ya da fırında pişirilmiş balık çeşitleri baskındır. Şerbetli tatlıların yanı sıra sütlü tatlılar ve pelteler ön plandadır.
İstanbul’a gittiğinizde, belirli yiyecekleri tavsiye etmek zor. Ancak Mısır Çarşısı’nı gezip baharatların gizemli dünyasına dalmadan, Boğaz’da keyif dolu bir yürüyüş yapmadan, gözünüze kestirdiğiniz bir mekanda oturmadan, en taze simidinizi alıp vapurda çay simit keyfi yapmadan, Karaköy’de balık ekmek, Sarıyer’de börek, Beyoğlu’nda çikolata, Kanlıca’da yoğurt yemeden ve Vefa’da Boza içmeden dönmemenizi öneririm.
İstanbul Lezzet Durakları yazımıza göz atmadan İstanbul yolculuğu planlamayın: