İzmir’de gezilecek mekanlar arasında deniz, kum ve güneş aklınıza mı geliyor? Ege’nin incisi, yalnızca plajlarıyla değil, aynı zamanda eşsiz doğası, tarihi zenginlikleri ve huzur dolu köyleriyle de keşfedilmeyi bekliyor! Eğer şehir hayatının gürültüsünden uzaklaşıp temiz havanın tadını çıkarmak, organik kahvaltılarla güne başlamak ve samimi köy halkıyla hoş sohbetler yapmak istiyorsanız, doğru adres burası. İşte, İzmir’in en güzel köyleri, her biri adeta bir kartpostal kadar göz alıcı! Hazırsanız, doğayla iç içe bir maceraya atılmaya başlayalım.
Barbaros Köyü – Urla
İzmir’in köyleri arasında denizden uzak bir konumda yer alan Barbaros Köyü, kendine has ruhu ve köklü Yörük kültürüyle sizi karşılıyor. Köye girdiğinizde, 36 kahramanın adı yazılı bir anıtla karşılaşıyorsunuz; Bunlar, Barbaros’tan Çanakkale’ye giden vatanseverler. Sadece dördü geri dönebilmiş, kalanları ise destanın kahramanı olmuş.
Barbaros Köyü, geçmişiyle yetinmeyip günümüzdeki canlı atmosferiyle de ilgi çekiyor! Doğal güzellikleri sayesinde birçok diziye ev sahipliği yapmış olan bu yer, özellikle Oyuk Korkuluk Festivali ile tanınıyor. 2016 yılında başlayan ve halk tarafından benimsenen bu festival, köyü üç gün boyunca bir masal diyarına dönüştürüyor. Ayrıca, köydeki sürprizlerden biri olan Çatkapı Evleri, yemek yemeyi düşündüğünüzde kapıyı çalıp içeri girmenize olanak tanıyor. Belirli bir ücret karşılığında nefis ev yemekleriyle karnınızı doyurabilirsiniz. Hatta bazı evlerde konaklama imkanınız bile var!
“Bu hoş köye nasıl ulaşırım?” diye soruyorsanız, özel aracınızla Urla bölgesinden Alaçatı’ya doğru ilerleyin. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsünün bitiminden içeri doğru gidin ve üç dakika içinde köye varmış olacaksınız! Otobüsle gitmek isteyenler için Urla’dan kalkan araçlar da mevcut. Barbaros Köyü, hem tarihî zevkler sunan hem de festivalleriyle neşelendiren bir yer. Bir gün yolunuzu buraya düşürmeyi unutmayın!
Germiyan Köyü – Çeşme
Çeşme’nin gizli hazinelerinden biri olan Germiyan Köyü, bembeyaz evleri ve rengarenk duvar süslemeleri ile masalsı bir atmosfer sunuyor. Bu sanatsal dokunuşların mimarı köy sakini Nurdan Eren. Kendi yaptığı ufak tefek çizimlerle başlayan bu sanat akımı, gelen ziyaretçilerin ilgisi ile büyümüş ve açılan açık hava galerisine dönüşmüştür. Germiyan’ı özel kılan sadece görsel güzellik değil; burası Türkiye’nin “Slow Food” (Yavaş Gıda) unvanını kazanan ilk ve tek köyü! Yani burada geleneksel yöntemler ve doğayla kurulan bağ ön planda. Kimyasallara “hayır” denmiş ve temiz tarım esas alınmış.
Peki, buraya kadar gelmişken ne denemelisiniz? Listenin başında ekşi mayalı köy ekmeği ve Kopanisti peyniri yer alıyor! Bu yöresel ürünleri nostaljik bir ortamda tadabilirsiniz. Ayrıca köy kahvesinde içinizi ısıtacak bitki çaylarını tatmayı unutmayın! Germiyan Köyü’ne ulaşmak oldukça basit; özel aracınızla İzmir-Çeşme Karayolu’ndan köy yoluna sapmanız yeterli. Toplu taşımayı tercih edenler, önce Çeşme Otogarı’na gidip buradan kalkan otobüslere binebilir. Eğer Çeşme’de farklı ve otantik bir deneyim arıyorsanız, Germiyan Köyü listenizde olmalı!
İlginizi çekebilir:
İzmir’de Yapılacak En İyi 10 Şey
Bademler Köyü – Urla
İzmir’in köyleri arasında yer alan Bademler Köyü, “ilklerin köyü” olarak tanımlanacak kadar farklı bir yapıya sahip! Yaklaşık 300 yıllık tarihi ile Bademler, hoşgörü ve kültürü derinden hissettiriyor.
Peki, Bademler’i özel kılan ne? Burada 1963 yapımı, ödüllü Susuz Yaz filmi çekilmiştir! Köyde bir tiyatro da mevcut ve Türkiye’de köy halkı tarafından kurulan tek tiyatrodur. 1969 yılında inşa edilen bu bina, hala etkinliklerine devam ediyor. Her yıl 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde sahne alan oyuncular, köyün kendi insanları. Bademler ayrıca okuma yazma bilmeyen tek bir kişi bile barındırmıyor! Çocuk ruhunu her zaman canlı tutan köyde bir de Çocuk Oyuncakları Müzesi bulunuyor.
Yeterli mi? Bu köy, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Türkiye’nin en temiz köyü olarak seçilmiştir! Mis gibi havası ve pırıl pırıl sokaklarıyla burası adeta bir masal diyarı. Eğer “Ben bu köyü görmek istiyorum!” diyorsanız, yol tarifimiz de hazır! Özel aracınızla İzmir-Çeşme Karayolu’na çıkıp, Seferihisar yönüne ilerleyin. 11. kilometrede bu muhteşem köy sizi bekliyor olacak. Toplu taşımayı tercih ederseniz, Seferihisar, Urla veya Çeşme gibi ilçelerden kalkan otobüsler ya da 320 numaralı ESHOT hattı ile kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.
Saip Köyü – Karaburun
Karaburun’a yalnızca 3 km mesafedeki Saip Köyü, geçmişten beri gelen hoş bir hikayeye sahip. Eskiden Rum ve Türk komşuların dostça yaşadığı bu sevimli köy, mübadele sonrası sükunete bürünmüş. O eski canlılığını kaybetse de hâlâ huzurlu atmosferiyle ziyaretçilerinin ilgisini çekmeye devam ediyor. Eski bir ticaret merkezi olan köy, limanı sayesinde hareketli günler yaşamış. Ancak zamanla nüfus azalınca Saip Köyü, bu rolünden yavaş yavaş çekilmek zorunda kalmış. Günümüzde köy halkı geçimlerini tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla sağlıyor.
Ancak, İzmir’in gezilecek köyleri arasında Saip Köyü’nü ünlü yapan şeyler bunlar değil! Burası, Saip Kır Kahvesi’nin muhteşem kahvaltısıyla ön plana çıkıyor. 40 çeşit reçel düşünün! Hepsi köyün becerikli kadınlarının yapmış olduğu. Yanında bir Osmanlı şerbeti ile bu lezzeti tatmanın keyfini çıkarmadan ayrılmayacaksınız!
Ayrıca Saip Kır Kahvesi, sadece yiyecek içecekle sonuçlanmıyor. Aynı zamanda sanatın ve kültürün de buluşma noktası. Sergiler, atölyeler ve hatta İngilizce kurslarına ev sahipliği yapıyor. Saip Köyü’ne ulaşmak da oldukça kolay. İzmir’den yaklaşık 1,5 saatte, Karaburun’dan ise yalnızca 6 dakikada gelmeniz mümkün. Karaburun’dan kalkan minibüsler, sizi bu huzurlu köye kolayca götürüyor. Hazırsanız, rotanızı Saip Köyü’ne çevirmeye ne dersiniz?
İlginizi çekebilir:
İzmir’in En Popüler Tatil Beldesi Çeşme’de Mutlaka Görmeniz Gereken 15 Yer
Özbek Köyü – Urla
Adını, buraya yerleşmiş Özbekistanlı göçmenlerden alan Özbek Köyü, sadece sahiliyle değil, ruhu olan taş evleriyle de dikkat çekiyor. Burası sıradan bir köyün ötesinde; balıkçı kasabası olma özelliği taşıyan bu yer, denizden gelen nimetlerle geçimini sürdürüyor. Ancak ne yazık ki, köyün geçmişine dair yazılı kayıt bulmak imkânsız; çünkü bir yangın tüm geçmişi silip süpürmüş. Geçmişin sırlarını öğrenmek isterseniz, köydeki tarihi caminin bahçesinde bulunan yaşlı selvi ağacının hikayelerine kulak vermeniz yeterli.
Özbek Köyü, İzmir’in en güzel sahil köyleri arasında yer alıyorsa, burada yapılacak en mantıklı şey açıkça bellidir: Balık yemek! Farklı restoran seçenekleri mevcut, ama en ünlüsü 50 yıllık geçmişiyle Akın’ın Yeri. Taze balığınızın yanında Ege’nin lezzetli mezeleriyle kendinizi şımartabilirsiniz.
Alışveriş tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat ise, hafta sonları kurulan pazardır. Üstelik burası kadınların yönetiminde! Pazarda çeşitli otlar, ev yapımı lezzetler ve yerel ürünler sizi bekliyor. Kahvaltıyı da atlamayın, çünkü burada Özbek katmeri ve kızarmış çıtır kızarmış yonga kesinlikle denemeniz gereken lezzetler! Özbek Köyü’ne ulaşmak için Urla otogarından gidecek minibüslere binebilirsiniz. Deniz kokusu, taş yollar ve sıcak insanlar ile dolu bu güzel köyde harika bir gün geçireceğinizden emin olun!
İlginizi çekebilir:
Egenin İncisinde Lezzet Yolculuğu: İzmir’in En İyi 8 Fine Dining Restoranı
Şirince Köyü – Selçuk
İzmir’in yemyeşil tepelerine gizlenmiş şirin bir köy hayal edin: İşte karşınızda Şirince! Gerçekten de hoş bir atmosfere sahip olan bu köy, hem yerli hem de yabancı turistler için vazgeçilmez bir yer haline geldi. 2012’de Maya takvimiyle “kıyamet kopacak ama Şirince’ye bir şey olmayacak” söylentisi duyulduğunda, köy bir anda birçok ziyaretçi çekti. O tarihten bu yana Şirince, yalnızca kıyametten kaçmaya çalışanların değil, huzuru ve doğayı arayanların da uğrak noktası oldu.
Peki, burada sizi ne bekliyor? Kartpostallardan fırlamış gibi görünen eski Rum evleri, daracık taş yolları ve her köşede el emeği ürünler… Ancak en ünlüsü, üzüm bağları ve meyve şarapları! Damak tadınıza uygun şarabı bulduğunuzda, buraya neden daha önce gelmediğinizi düşünebilirsiniz. Şirince aynı zamanda sanata ve bilime ev sahipliği yapıyor; Matematik Köyü ve Tiyatro Medresesi gibi özel projelerle kültürel anlamda zenginlik sunuyor.
Bölgede konaklamak isteyenler için, restore edilmiş tarihi Rum evlerinden oluşan butik oteller ziyaretçilere zamanda yolculuk vaat ediyor. Sabah uyandığınızda Hodri Meydan Kulesi çevresinde yapacağınız serpme kahvaltı, muhteşem manzarası eşliğinde damaklarınıza bayram ettirecek. İzmir’in gezilecek köyleri arasında Şirince’ye ulaşmak oldukça kolay. İzmir-Aydın yolundan Selçuk’a sapıp tabelaları izleyerek özel aracınızla ulaşabilir veya Selçuk’tan kalkan minibüslerle bu güzel köye gidebilirsiniz. Hazırsanız, Şirince’nin mis kokulu sokaklarında kaybolmaya ve damak tadınızda unutulmaz lezzetler bırakmaya ne dersiniz?
Kösedere Köyü – Karaburun
Kösedere Köyü, sizi zaman yolculuğuna çıkaran büyülü bir yer! Tarihi evleri, zamanla yarışan camileri ve artık nadir bulunan mahalle bakkalı, berberi, köy kahvesi ile bu yer nesillerin anılarına ev sahipliği yapıyor! Ama Kösedere’yi özel kılan yalnızca atmosferi değil; burada damak çatlatan lezzetler de mevcut!Öyle ki, bulmanız zor olan kendine has tatları var.
Ağustos ayında yolunuz buraya düşerse, ünlü Üzüm Festivali’ne denk gelme ihtimaliniz de var. Antik çağlardan beri bağcılık yapan köy halkı, bu geleneklerini coşkulu bir festivalle kutluyor. Ayrıca, Kösedere’nin doğal güzelliği, ziyaretçilerini olduğu gibi dizi yapımcılarını da buraya çekiyor! Kim bilir, belki burada gezerken bir dizi setine rastlayabilirsiniz.
İlginizi çekebilir:
Ege’nin İncisi İzmir’de Denizin Tadını Doyasıya Çıkarabileceğiniz En Güzel 12 Plaj
