Prof. İlber Ortaylı, sadece bir tarihçi değil, aynı zamanda modern bir gezgin olarak tanınmaktadır. Dünya üzerindeki pek çok yerleri ziyaret etmiş, derinlemesine incelemelerde bulunmuş ve bu süreçte önemli deneyimler kazanmıştır. Ziyaret ettiği her ülkenin tarihi, mimarisi, mutfağı, yaşam tarzı ve kültürünü dikkatle gözlemledi. Bu gözlemlerinin sonucunda ise ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır?’ adlı eserini kaleme aldı. Bu kitap, okuyuculara adeta bir rehber niteliği taşıyor. İlber Hoca, yaşamı anlamaya yönelik arayış, bu süreçte nasıl keyif alınacağı ve karşılaşılan zorluklarla başa çıkma konuları üzerine pek çok bilgi sunuyor.
“Dünyayı görmeden hiçbir şey ifade edemezsiniz. Benim her zaman söylediğim bir tavsiye olarak, okul bitiminde hemen evlenip mobilyacı dükkanlarını dolaşmak yerine, dünyayı gezmeyi tercih etmelisiniz. Evlenmek için bir itirazım yok ama mobilyalar hiçbir yere gitmeyecek. Önce bir gezintiye çıkın…” diyen İlber Hoca, gençlere ufuklarını genişletecek pek çok öneride bulunuyor. Bunlardan biri de ‘görmeden ölmeyin’ dediği şehirler…
İşte İlber Ortaylı’nın ‘görmeden ölmeyin’ dediği 5 şehir.
SEMERKANT
Orta Asya’nın mavi kubbeli mücevheri Semerkant, ziyaret edilmesi gereken şehirler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İlber Hoca, Semerkand’a derinden bağlı ve bu şehir hakkında “Özellikle geceleri Registan Meydanı’nda oturmalısınız. Ateşin büyüsünü izliyormuş gibi, zihin açıcı bir deneyim. Düşüncelere dalıyor, hayaller kuruyorsunuz.” şeklinde ifadelerde bulunuyor.
Özbekistan’ın otantik şehri Semerkant, 3000 yıllık geçmişiyle göz kamaştıran bir bilim ve kültür merkezi. Timur İmparatorluğu’nun başkenti olarak 1365 yılından itibaren, gezginlerin ve şairlerin hayallerine konu olmuş masalsı bir şehir. Araplara, Türklere, Müslümanlara ve diğer uluslara da başkentlik yapmış olan Semerkant, birçok devlet adamı ve bilim insanını kendine yetiştirmiştir.

BUHARA
Türk-İslam medeniyetinin önemli merkezlerinden biri olan Buhara, tarihi açıdan en önemli şehirlerden biri olarak öne çıkıyor. Özbekistan’ın bu göz alıcı şehri, asırlardır koruduğu tarihi dokusu ve mimarisi ile etkileyici bir atmosfere sahiptir. Damakları şenlendiren muhteşem mutfağı, ustaların el işçiliğiyle dokunan halıları ve estetik yapılarıyla bu bölge gezip görülmesi gereken başlıca yerler arasındadır.
Buhara’da mutlaka görmeniz gereken yerler arasında; Leb-i Havuz Meydanı, Buhara Kalon Minaresi, Ark Kalesi, İsmail Samani Türbesi, Hazreti Eyüp Çeşmesi, Chor-Minor, Lyabi-Khauz Ensemble ve Ulugbek Medresesi bulunmaktadır.


FLORANSA
Floransa, görkemli binaların eşsiz mimarisini buluşturduğu bir şehir olarak, İlber Hoca’nın hayranlık duyduğu yerler arasında yer almaktadır. Toscana’nın başkenti, Rönesans’ın doğum yeri ve Leonardo da Vinci ile Michelangelo gibi tarihe damgasını vurmuş sanatçıların yetiştiği bir yer olan Floransa, İtalya’nın sanat başkenti olarak ön plana çıkıyor. Şehirdeki müzeler ve sanat galerilerini mutlaka gezmelisiniz.


KUDÜS
Kudüs, Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler için büyük bir manevi değere sahiptir. Bu tarihi şehir, geçmiş ile geleceği bir araya getiren sokakları, mimarisi ve tarih sel dokusuyla sizi farklı bir dünyaya götürüyor. Mescid-i Aksa, Kubbetüs Sahra, Tapınak Tepesi, Ağlama Duvarı ve Kıyamet Kilisesi, gezdiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerler arasında yer alıyor.


ROMA
İtalya’nın başkenti Roma, elbette bu listede olmaya değer bir şehir. Tarihin izleri burada hala canlı bir şekilde yaşatılmakta. Şehrin tarihi yapıları, zamanın testine dayanarak korunmuş ve romantik bir hava yaratmaktadır. Roma, tam anlamıyla bir açık hava müzesi gibidir. Ayrıca, zengin mutfak kültürü, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunmanın yanı sıra, damaklarını da şımartmayı vaat ediyor.

