Avrupa Birliği dendiğinde aklınıza ilk olarak ne geliyor? Ortak para birimi euro mu, Schengen avantajı mı yoksa Brüksel bürokrasisi mi? Ancak unutmayın ki, AB aslında Avrupa’nın siyasi ve ekonomik kalbi konumunda. İlginç olan ise, kıtanın her ülkesi bu birliğe dahil değil! Bazı ülkeler “Biz istemiyoruz, kalsın” derken, bazıları “Gireriz” diyip yarı yolda kalmış, diğerleri ise çeşitli siyasi ve hukuki nedenlerle dışarıda kalmış. Yani mesele “Avrupalı olmak” değil, “AB üyesi olmak”! 2025 Mayıs itibarıyla, AB’ye tam katılmak isteyen ama hala o noktaya ulaşamamış 9 ülke var: Arnavutluk, Bosna-Hersek, Gürcistan, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Türkiye (evet hâlâ adayız!) ve Ukrayna. Hepsi kendi yollarında uzun, dolambaçlı, bazen inişli çıkışlı bir üyelik yolculuğu geçiriyor. Ama bir de var ki… Ne üyeler ne de adaylar! İsviçre’den Birleşik Krallık’a, Norveç’ten Monako’ya kadar bir grup ülke ya AB’yi uzaktan izlemeyi tercih etmiş ya da baştan hiç oynamamış. Bu arada, Ermenistan 2025’in başlarında “Belki biz de katılırız” demiş ve süreci başlatmış. Vatikan, San Marino ve Andorra da bu denklemin bir parçası. Peki, Avrupa Birliği üyesi olmayan Avrupa ülkeleri hangileri?
Avrupa Birliği nedir?
Avrupa Birliği, tam 27 ülkenin birlikte “Beraber daha güçlü olalım!” dediği siyasi ve ekonomik bir birlik. Merkezi, Belçika’nın başkenti Brüksel’de yer alıyor. Hani şu “Avrupa Komisyonu binası” diye duyduğunuz yer, işte orası.
AB’nin amacı nedir? Dünya savaşları sonrası yıkılmış Avrupa’yı yeniden inşa etmek, ülkeler arası barışı sağlamak, ekonomi ile büyümek ve birlikte daha ileri gitmektir. Ortak para birimi (Euro), ortak yasalar, serbest dolaşım gibi avantajlar düşünülebilir. Bir ülkeden diğerine pasaportsuz geçmek? AB ülkeleri içerisindeyseniz, bu mümkün.
Ancak durum ciddi. Üyelik, “Ben geldim, alır mısınız?” diye olacak bir şey değil. Katı kurallar ve sıkı müzakereler var, yıllarca süren reformlar gerekiyor. Tam bir sabır testi.
AB’ye girmek için neler gerekiyor?

Şöyle bir kontrol listesi düşünün. AB’ye üye olmak isteyen bir ülkenin önce Kopenhag Kriterleri denilen kapsamlı bir listeyi tamamlaması gerekiyor. Bu da ne anlama geliyor?
- Demokrasi şartı olacak
- Hukukun üstünlüğü sağlanacak
- İnsan hakları ve azınlık hakları korunacak
- Piyasa ekonomisi düzgün çalışacak
- AB yasaları (acquis communautaire) uyumlu hale getirilecek
- Yargı sistemi, devlet yapısı ve bürokrasi hazırlanacak
Yani hem iç işlerin sağlıklı işlemesi lazım, hem de dışarıdan bakıldığında “Evet, bu ülke Avrupa’ya hazır!” dedirtecek bir durum oluşturulacak. Yetmedi mi? Son aşamada tüm AB ülkelerinin onayı gerekiyor. Hadi kolay gelsin!
Peki kimler şu anda aday?

Mayıs 2025 itibarıyla, Avrupa Birliği’ne resmi aday olan 9 ülke var. Her birinin farklı bir hikâyesi var. Bazıları çatışma ortasında, bazıları reform arayışında, kimisi ise yıllardır yerinde sayıyor.
İşte o 9 ülke:
- Arnavutluk
- Bosna-Hersek
- Gürcistan
- Moldova
- Karadağ
- Kuzey Makedonya
- Sırbistan
- Türkiye
- Ukrayna
Şimdi bunlardan bazılarına daha yakından bakalım:
Ukrayna

2022’de Rusya’nın işgali başladığında, Ukrayna “Ben AB’ye girmek istiyorum!” diyerek başvuruda bulundu. 2024’te resmi müzakerelere geçildi. Ancak durum zorlu; hem ülke savaşta, hem de pek çok reform yapılması gerekli.
Yine de AB, “İlerleme var, devam edin” diyor. Ukrayna, yargı reformu, yolsuzlukla mücadele ve azınlık hakları alanlarında önemli adımlar attı. Hedef: 2030’a kadar tam üyelik. Belki olur, belki olmaz, ancak niyet belli: “Avrupa’nın bir parçası olmak istiyoruz.”
Türkiye

Türkiye’nin AB serüveni telenovela gibi: Uzun, karmaşık ve bol drama içeriyor. 1999’da “aday” olduk, 2005’te müzakerelere başladık… fakat bugün 2025’te hâlâ kapıdan girmedik.
Toplam 35 başlık var, sadece 16’sı açıldı. Son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler, insan hakları ve basın özgürlüğü gibi konularda Brüksel’de alarm zilleri çaldı. 2019’dan beri müzakereler resmi olarak durduruldu.
Ancak süreç bitmedi: Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestliği gibi konular ile yeni bir diplomatik sayfa açılması umuluyor. Türkiye hâlâ “Masadayım” diyor. Bakalım AB ne zaman “Buyurun geçin” diyecek.
Gürcistan

2022’de başvurdu, 2023 sonunda “aday” oldu. Fakat işler 2024’te karıştı. Yeni yasalar, otoriter eğilimler ve seçim tartışmaları nedeniyle Brüksel durumu değerlendirmek için frene bastı. 2024 sonunda Gürcü Başbakan “AB ile müzakereleri 2028’e kadar askıya alıyoruz” dedi. Halk ise sokaklara dökülerek “Avrupa’yı istiyoruz!” dedi. Kamuoyu hâlâ AB yanlısı, ancak siyasi ortam başka hesaplar peşinde.
AB’den ayrılan ülkeler

2016 yılında Birleşik Krallık’ta yapılan bir referandumda, halkın mesajı nettir:
“Biz bu birlikten çıkmak istiyoruz.”
%52 “Çıkalım” derken, %,48 “Kalalım” dese de karar kesindi. Sonuç olarak, 31 Ocak 2020’de tam anlamıyla AB ile olan ilişkiler sona erdi.
Peki neden çıktılar?
“Kendi yasalarımızı kendimiz yaparız!”, “Sınırlarımızı kendimiz kontrol ederiz!”, “Bürokrasiden bıktık!” gibi gerekçeler öne çıkıyor. Ancak, tabii ki herkes bu durumdan memnun değil. Bazı vatandaşlar için bu karar, seyahat ve ticaret konularında ciddi zorluklar yaşatıyor. Özellikle İngiltere’den Avrupa’ya iş yapmak isteyen şirketler için… “Gümrük mü? O da neydi ya?” diyen CEO’lar artık bolca form doldurmak zorunda kalıyorlar. 2020 sonuna kadar bir geçiş süreci yaşandı ve sonunda AB-Birleşik Krallık Ticaret ve İş Birliği Anlaşması yürürlüğe girdi. Bu, boşanma sonrası “arkadaş kalalım” anlaşması gibiydi.
Peki, diğer ülkeler neden üye olmak istemiyor ya da olamıyor?

Şimdi diyebilirsiniz ki:
“Birleşik Krallık gibi çıkmayı tercih eden var da, hiç mi girmemeyi seçen yok?”
Olmaz mı! Hem de çok!
Norveç, İzlanda, Lihtenştayn: Bu ülkeler Avrupa Ekonomik Alanı’na (AEA) katıldılar. Yani tek pazardan faydalanıyorlar ama tam üye değiller. Bağımsızlıklarını korumak istiyorlar. Yani “Kuralları uygularız ama söz hakkı istemeyiz” diyorlar. İlginç bir tercih!
İsviçre: İsviçre, AEA’ya bile katılmadı. Ancak AB ile öyle çok anlaşma yaptı ki, neredeyse içeride gibi! Yine de tam üyelik? Hayır, teşekkür ederiz. Onlar için bağımsızlık her şeyden daha önemli.