Ünlü Yönetmen Martin Scorsese’nin En Etkileyici 10 Filmi

Yeni Hollywood sinemasının öncülerinden biri olan Martin Scorsese, Francis Ford Coppola, Brian De Palma, George Lucas ve Steven Spielberg gibi yönetmenlerle birlikte Amerikan sinemasına altın çağını yaşatmış bir isim. Usta yönetmenin arşivinize ekleyebileceğiniz en iddialı 10 filmini sizler için derledik.
Film listesine geçmeden önce İtalyan asıllı Amerikalı yönetmenin tarzına da değinmekte fayda var. Scorsese filmlerinde aile, mafya, güç, adalet ve teoloji gibi konuların izlerini bulmak mümkün. Filmlerinin düşünsel arka planı, her yapımını özgün ve gerçekçi kılıyor. Ayrıca, birlikte çalıştığı oyuncularla kurduğu uyumu da unutmamak gerek. 1970’lerdeki Mean Streets, Taxi Driver ve New York, New York gibi yapımlarla Robert De Niro ile uzun süren birlikteliği buna bir örnektir. Hatta 2018’de yeni bir projeyle tekrar bir araya gelmeleri bekleniyor. Yönetmenin diğer bir favori oyuncusu ise Leonardo DiCaprio. The Departed ve The Wolf of Wall Street gibi filmleri, bu yönetmen-oyuncu uyumunun başarılı örneklerindendir. Şimdi gelin Martin Scorsese’nin unutulmaz eserlerine göz atalım…

Taxi Driver (1976)

1976 yapımı “Taxi Driver”, Martin Scorsese’nin filmografisinde önemli bir yer tutan yapıtlardan biridir. Cannes Film Festivali’nde en iyi filme verilen Altın Palmiye Ödülü’nü kazanarak başyapıt statüsünü pekiştiren bu film, Scorsese’nin kariyerinde bir dönüm noktası olmuştur. Robert De Niro, Jodie Foster ve Harvey Keitel gibi isimlerin başrolü paylaştığı film, dönemin ruhunu başarıyla yansıtan bir New York hikayesidir.

Toplumsal çöküş ve yabancılaşmayı ele alan film, Vietnam sonrası Amerika’nın kritik döneminde geçiyor. De Niro’nun canlandırdığı Travis Bickle karakteri, Vietnam savaşından dönen ve taksi şoförlüğü yapan bir adamdır. Travis’in ve çevresindekilerin yaşamındaki çatışmalar, bu filmi sinema tarihinin başyapıtlarından biri haline getiriyor.

The Departed / Köstebek (2006)

2002 yapımı Gangs of New York’tan sonra birlikte çalışmaya başlayan Scorsese ve DiCaprio’nun en başarılı örneklerinden biri The Departed’dır. Mafya yapılanmasını ele alan filmde, Boston’da bir polis memuru olan Billy Costigan (Leonardo DiCaprio), İrlandalı mafya babası Costello’nun (Jack Nicholson) peşine düşer. Her iki taraf da birbirlerinin sırlarını kullanmaya çalışırken bir köstebek olarak arada kalan Billy, suç, intikam ve güç temalarıyla dolu bir hikayenin parçası olur. Bu filmle Scorsese, ilk Oscar’ını da kazanmıştır.

Goodfellas / Sıkı Dostlar (1990)

The Godfather serisinden sonra mafya filmi denilince akla gelen ilk yapımlardan biri olan Goodfellas, mafya ile ilgili bilinen klişeleri yıkarak dikkat çekiyor. İtalyan mafya ailesi Lucchese’ye katılan Henry Hill’in yükselişi ve çöküşünü anlatan film, aile değerleri ve erkeklik gibi temalara sıkça değinir. Başlangıçta mafya yaşamını özendirirken, zamanla bu algıyı sorguluyor. Yarı-belgesel tarzıyla olayların anlatımı, seyirciyi derin bir yolculuğa çıkarıyor.

The Wolf of Wall Street / Para Avcısı (2013)

Leonardo DiCaprio ve Martin Scorsese’nin bir başka çarpıcı işbirliği The Wolf of Wall Street. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış bu film, Jorden Belfort’ın Wall Street’teki dolandırıcılığını ele alıyor. Renkli ve dinamik görüntülerin yanı sıra, oyuncuların üst düzey performansları da filmin birçok ödüle aday olmasını sağladı. Uzun süresine rağmen bir an bile sıkmayan film, yönetmenin filmografisinde özel bir yere sahiptir.

Hugo (2011)

Hugo, sinemanın öncülerine saygı niteliğinde bir yapım. Georges Melies’in hayatını fantastik sinemanın ilk örnekleri eşliğinde anlatırken, çocuk karakterler aracılığıyla izleyiciyi masalsı bir yolculuğa çıkarıyor. Dönem filmi atmosferini pastel renklerle başarıyla yansıtan bu yapım, En İyi Görüntü Yönetimi dahil beş Akademi Ödülü kazanmıştır.

Shutter Island / Zindan Adası (2010)

İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçen bu film, güvenlik önlemleri üst seviyede bir akıl hastanesinden kaçan bir kadın katili ve onu yakalamaya çalışan iki polisi konu alıyor. Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve partneri Chuck (Mark Ruffalo) gizemi çözmeye çalışırken, filmdeki gerçek algısı yavaşça çöküyor. Alfred Hitchcock’tan izler taşıyan Shutter Island, polisiye ve psikolojik gerilim türlerinin başarılı örneklerinden biridir.

The Age of Innocence / Masumiyet Yaşı (1993)

19. yüzyıl New York’un yüksek sosyetesinde geçen bu film, 1920 yılında yazılmış aynı adlı romandan uyarlamadır. Diğer projelerinden konu itibarıyla ayrışan bu yapım, eleştirmenlerden farklı yorumlar almasına rağmen başarılı bir gişe yapmıştır. Daniel Day-Lewis, Michelle Pfeiffer ve Winona Ryder’ın performansları ve etkileyici kostümleriyle dikkat çeken film, senaryo ve sanat yönetimi dallarında da Oscar adaylıkları kazanmıştır.

New York, New York (1977)

Robert De Niro ve Liza Minnelli’nin başrollerini paylaştığı müzikal, yönetmenin sevdiği şehir olan New York’ta geçiyor. Diğer yapımlarıyla kıyaslandığında farklı bir üslup taşıyan film, En İyi Müzikal-Komedi dalında da dört Altın Küre’ye aday gösterildi. Ancak ödül töreninde eli boş döndüğü gibi gişede de bekleneni veremedi, bu da yönetmenin depresyona girmesine neden oldu.

The Last Temptation of Christ / Günaha Son Çağrı (1988)

Teolojiye olan ilgisiyle bilinen Martin Scorsese, bu filmle dindar kesimden geniş eleştiriler almasına rağmen önemli bir dikkat çekti. Nikos Kazancakis’in romanından uyarlanan film, Hz. İsa’nın insani yönlerini konu alıyor. Willem Dafoe’un canlandırdığı Hz. İsa karakterinin ilahi yönünü ele alan bu yapım, daha önce pek değinilmeyen bir perspektiften peygamberin hayatına ışık tutuyor.

Aviator / Göklerin Hakimi (2004)

The Aviator, milyarder Howard Hughes’ın hayatına odaklanan bir biyografik filmdir. Uçak tutkusu ve film yapımcılığıyla tanınan Hughes’ın yaşamı, bu filmde tüm yönleriyle ele alınıyor. Leonarda DiCaprio’nun etkileyici performansı, yapımın en dikkat çekici unsurlarından biridir.

Benzer Yazılar

  • 11 Ara, 2025
Kaizen, Japonya kökenli bir sürekli iyileştirme yöntemidir. Sürece odaklanarak, küçük adımlarla gelişimi destekler. Problemleri görünür kılmak ve bireyselliği...
  • 11 Ara, 2025
İş hayatındaki stres, profesyonel ve özel yaşam arasında denge kurmayı zorlaştırıyor. Dengenizi sağlamak için zaman yönetimi ve hobilerinize...
  • 10 Ara, 2025
Seçim yapmak, özgürlüğün en yüksek ifadesidir. Tercihlerimiz hayatımızı şekillendirir. Doğru ya da yanlış sonuçlar hafiflik ve mutluluk getirir.
  • 9 Ara, 2025
Dans, insanın kendini ifade edebildiği bir hareket biçimidir; maddi ve manevi anlatım oluşturur. Her kültürde farklı şekillerde yaşamımızın...