Dünya üzerindeki bazı şehirler, tarihi yönleri yanı sıra imparatorluklara ev sahipliği yapmış olmaları ve sanatçıları ağırlamaları nedeniyle mimari açıdan açık hava müzeleri olarak adlandırılmaktadır. Mimari yapıları, köprüleri, anıtları ve muhteşem bahçeleri ile dikkat çeken ve mutlaka görmeniz gereken bu şehirleri sizler için derledik.
Roma
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Roma, aynı zamanda Avrupa kültürünün merkezi konumundadır. Papa’nın ikamet ettiği bağımsız bir devlet olan Vatikan da burada yer almaktadır. Yaklaşık 2 bin yıl önce dünyanın merkezi olarak kabul edilen Roma, mimarisiyle her yıl milyonlarca turisti kendine çekiyor. “Açık hava müzesi” tanımını fazlasıyla hak eden Roma, birçok büyük sanatçının eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Yunan mimarisinin soyut güzelliklerine karşı Roma mimarisi, faydacılık ve anıtsallığın ön planda olduğu bir stil sunar.
Kolezyum, Santa Maria Maggiore Bazilikası, Arco di Costantino, Roma Forumu, Pantheon, Vittorio Emanuele II Anıtı, Trevi Çeşmesi, Navona Meydanı ve Sant’Angelo Kalesi gibi mimari harikalar, Roma’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yapılar arasında yer alır.
Kiev
Mimari açıdan Barok’tan Postmodern mimariye kadar uzanan yapılarıyla tanınan Ukrayna’nın başkenti Kiev; iki kutuplu dünya döneminde romantizm ve aşkın merkezi olarak anılmıştır. Muhteşem doğası yanında tarihi eserleri, göz alıcı bahçeleri ve parklarıyla dikkat çekmektedir. 1037 yılında Prens Yaroslav tarafından inşa edilen St. Sophia Katedrali, kentin en eski kilisesidir ve Dünya Mirası Listesi’nde bulunmaktadır. St. Sophia Katedrali, Mariyinsky Sarayı, Başmelek Mikail Heykeli, Mother Motherland (Anavatan) Heykeli, St. Andrew’s Kilisesi ve Zoloti Vorota (Altın Kapı) gibi yapılar, kentin önemli mimari turlarına katkıda bulunur.
St. Petersburg
Eski adı Leningrad olan Saint Petersburg, Rusya’nın başkenti Moskova’dan sonraki en büyük ikinci şehirdir ve Rus Çarlığı’na 200 yıldan fazla süreyle başkentlik yapmıştır. Tarih ve mimari dolu olan St. Petersburg, 18. yüzyıldan kalma görkemli sarayları ve tarihi binalarıyla geçmişin izlerini taşır. Şehir, dünyanın en büyük müzelerinden biri olan Hermitage Müzesi’ne ev sahipliği yaparken; Smolny Katedrali, St. Isaac Katedrali, Voskresenia Khristova Kilisesi, Peterhof Sarayı ve Bahçesi gibi pek çok mimari yapıyı da barındırmaktadır.
Floransa
Roma’dan sonra yer alan bir başka İtalyan şehri de Floransa. İtalya’nın en turistik şehirlerinden biri olan Floransa, mimarisi ile Rönesans’ın kalbi olarak bilinmektedir. Leonardo da Vinci, Michelangelo, Machiavelli, Donatello ve Brunelleschi gibi önemli sanatçılarinin yaşadığı bu kentte; Medici Sarayı, Uffizi Galerisi, Duomo Katedrali, Vecchio Sarayı, Piazza della Signoria ve Palazzo Pitti Sarayı, mimari açıdan mutlaka görülmesi gereken yerlerdir.
Barselona
Kültür, ekonomi ve turizm açısından İspanya ile Akdeniz’in önemli şehirlerinden biri olan Barselona, mimari güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar sunmaktadır. Gotik ve modern mimarlığın birçok örneğini bulabileceğiniz şehirde; ünlü mimar Antoni Gaudi’nin başyapıtı La Sagrada Familia Kilisesi, Parc Güell, Casa Mila, Columbus Anıtı, Gotik Bölge ve Barselona Katedrali gibi önemli yapılar, görülmesi gereken yerler arasındadır.