Dünya edebiyatına, yedi dildeki çevirileriyle damgasını vuran Sabahattin Ali’nin unutulmaz eseri Kürk Mantolu Madonna, her okunuşunda ruhu derin bir şekilde etkileyen gerçek bir başucu kitabıdır.
Bu yıl, Sabahattin Ali’nin aramızdan ayrılışının üzerinden tam 70 yıl geçmişken, bu başyapıtı yeniden okuma sevgisi için çok fazla bahane gerekmiyor. Ancak, sizin için yazdığımız bu beş neden, belki de kitap rafınızdan Kürk Mantolu Madonna’yı yeniden almak için bir ilham kaynağı olabilir.
Kürk Mantolu Madonna’yı Her Okuduğunuzda Yeni Bir Favori Cümle Bulursunuz
Basit bir aşk hikayesinin ötesinde olan Kürk Mantolu Madonna, katmanlı yapısı sayesinde her okunuşunda farklı bir lezzet sunar. Kitabı lise veya üniversite yıllarında okuyan biri, yıllar sonra 30 veya 40 yaşlarında yeniden okuduğunda romanı ilk kez okumuş gibi hisseder.
Örneğin, Türk edebiyatının önde gelen şairlerinden Nazım Hikmet, romanın Raif Bey’in kendini keşfettiği birinci bölümünü; Maria Puder ile aşkının anlatıldığı ikinci bölümden daha fazla beğenir. Çünkü ilk bölümde, dönemin sosyo-ekonomik koşulları ve Raif Bey’in bilinmeyen bir ülkede var olma mücadelesi aktarılmaktadır.
Kürk Mantolu Madonna, Aşka ve Tutkuya Dair İnancımızı Yeniler
Romanın ikinci bölümünü oluşturan Raif Bey’in Maria Puder’e duyduğu aşk, o kadar saf ve karşılıksızdır ki, her okunuşta böyle bir aşkın nasıl mümkün olabileceğini düşünmenize yol açar. Raif Bey’in Maria Puder’e yönelik şu sözleri, okuyucunun yüreğine dokunur:
“Bu kadının resmini gördüğüm andan itibaren geçen birkaç hafta içinde, ömrümün tüm yıllarından daha çok yaşadığımı hissediyordum. Her günüm, her saatim; uyuduğum zamanlar bile dolu doluydu. Maria Puder bana bir ruhum olduğunu öğretmişti ve ben de onun karşılaştığım insanlar arasında ilk kez, bir ruhunun bulunduğunu anlayabilmiştim. Elbette ki herkesin bir ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve yine bunu bilmeden geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, yalnızca bir benzerini bulduğunda ortaya çıkıyordu.”
Kürk Mantolu Madonna, Hayatta Hiçbir Şeyin Ertelenmemesi Gerektiğini Hatırlatır
Kürk Mantolu Madonna’nın bu denli etkileyici olmasının bir başka nedeni, insanın hayatı ve aşkı ertelemesinin acı sonuçlarını yüzümüze vurmasıdır. Romanın sonunda, Raif Bey’in günlüğünden sızan satırlarda, koşulların olgunlaşmasını beklerken sonsuza kadar ayrı kalan bir çiftin hikayesiyle karşılaşırız. Kürk Mantolu Madonna, işte bu duyguyu dile getiren şu satırlar için bile bir kez daha okunmayı hak eden bir romandır:
“Kaybedilen en değerli eşyaların, servetin ve her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Ancak kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlışta insanın yüreğini burkuyor. Bunun sebebi herhalde, ‘Bu böyle olmayabilirdi!’ düşüncesidir.”
Kürk Mantolu Madonna, Tiyatroda
Kürk Mantolu Madonna, yıllar boyunca birçok kez senaryolaştırılsa da beyaz perdeye adapte edilemeyen “şanssız” bir eser olarak bilinir. Fakat 2017 yılında Engin Alkan yönetiminde tiyatro sahnesine taşınmış ve ilk sahnelendiği ekim ayından itibaren kapalı gişe oynamaktadır. Oyunda Maria Puder’i Tuba Ünsal, Raif Bey’in gençliğini Alper Saldıran ve sonraki yıllarda Menderes Samancılar canlandırmaktadır. Eğer kapalı gişe oynayan Kürk Mantolu Madonna oyununa bilet bulabilirseniz, karakterleri daha iyi anlamak adına romanı bir kez daha okumanız faydalı olacaktır.