Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan ve hem profesyonel hem de kişisel hayatımızı şekillendiren ikna, doğru şekilde kullanıldığında başarının önemli unsurlarından biridir. Karşıdaki kişinin düşüncelerini, yargılarını ve eylemlerini değiştirmeye teşvik etmek olarak tanımlanan ikna, iletişim alanındaki en etkili araçlardan biri olarak kabul ediliyor. İletişim uzmanları, çeşitli yöntemler ile başkalarını ikna etme becerisinin geliştirilebileceğini ve bu şekilde özellikle iş dünyasında daha başarılı bir kariyere geçiş yapılabileceğini belirtiyor. Bu yazıda, karşındakini ikna etmenin yollarını seninle paylaşacağız.
İkna, zihinsel bir süreçtir
Bir kişiyi ikna etmek ve onun düşüncelerini değiştirmek tamamen psikolojik ve zihinsel bir süreçtir. Bunun için ilk adım, iletişim kurduğun kişinin zihinsel dirençlerini aşmak ve ortak bir noktada buluşmaktır. Duyguların ve algıların eşit seviyeye çekilmesi adına beden dili, empati kurma, etkin dinleme ve motive etme gibi iletişim becerilerinin kullanılmasına ihtiyaç vardır. Bu yöntemlerle karşıdaki kişinin kararlarını sorgulaması ve seninle aynı düzeye gelmesi sağlanır. İkna sürecinin temel kurallarından biri, ortak bir anlayış ve duygunun oluşturulması ve zihnin tek bir varlık gibi düşünmesini sağlamak için gereklidir. Bunu gerçekleştirebilmek adına, karşıdaki kişinin kim olduğunu, nasıl düşündüğünü ve kararlarını neye göre verdiğini anlamak önemlidir.
Güven oluşturmak önemlidir
İletişimin ve özellikle iknanın en önemli unsurlarından biri güvendir. Bir kişi, yalnızca güvendiği ve kendini güvenli hissettiği zaman iletişim kurmaya hazır hale gelir. İkna süreci de bu güven temelinde ilerler. Güven, açık olmayı, samimi iletişim kurmayı, doğal ve içten bir tavır sergilemeyi gerektirir. Güvenilir bir imaj sergilemek, iknanın psikolojisinin en kritik unsurlarından birisidir. Bunun için, karşıdaki kişiyi ikna etmeye çalışırken güvenilir bir insan imajı oluşturmalı ve bunu tüm karakterinle yansıtmalısın.
Karşı tarafı iyi dinlemeli ve anlamalısın
İkna süreçlerini etkin bir şekilde yönetebilmek ve karşıdakini istediğin karara yönlendirebilmek için itiraz noktalarını iyi bir anayüzde incelemelisin. Birçok kişi bu süreci, bilinçli olmadan, duyguları ve düşünceleriyle yaparken, bazıları daha profesyonel bir yöntem izleyerek itirazları yönetir. Bu nedenle, karşı tarafın neden “hayır” dediğini çok iyi anlamalı, kesin ve açık bir iletişim kurmalısın; ikna sürecinin temelini buna dayandırmalısın. Bir kişinin “hayır” deme nedenini bildiğinde bu durumu “evet”e çevirmek çok daha kolay hale gelir. Zaman zaman bu engeli aşabilmek için geçmişe dair bilgilere sahip olman ve itiraz noktalarını tetikleyen unsurları bilmen de önem taşır. Bu nedenle, özellikle iş dünyasındaki görüşmelere hazır gitmek ve önceden araştırma yapmak faydalıdır. Aslında her itiraz, gerekli şartlar sağlandığında “evet”e dönüşebilecek bir ikna süreci oluşturabilir.
Karşı tarafın seni nasıl dinlediğini anlamaya çalışmalısın
Herkesin beyin yapısı ve algılama yeteneği farklıdır. Karşı tarafı ikna edebilmek için etkin dinleme sürecini takip etmeli, onun hareketlerini, tepkilerini, verdiği yanıtları analiz etmelisin. Yalnızca not alarak bir kayıt cihazı gibi davranmaktan ziyade, karşı tarafın neyi ifade etmeye çalıştığını kapsamlı bir şekilde anlamaya gayret etmelisin. Senin söylediklerinin ve anlatmaya çalıştıklarının karşı tarafa ne kadar ve nasıl geçtiğini değerlendirmelisin. Bu sayede hangi yolla ilerlemen gerektiğini ve hangi noktaya yoğunlaşman gerektiğini kolaylıkla belirleyebilirsin.
İş birliği yapmaya açık olmalısın
Karşı tarafla iş birliği yapmaya açık olarak ikna sürecinde daha ileriye geçebilirsin. İkna etmeye çalıştığın kişi, tam olarak istediğin noktada olmaya bilir; ancak, onunla ortak bir noktada bir araya gelebileceğini belirtmek ikna sürecini kolaylaştıracaktır. Her iki tarafında belli bir noktada buluşum hissini verdiğinde, karşı taraf da engelleri aşarak sana doğru bir adım atacaktır. Uyum sağlamak, ısrarcı olmamak, bağlantılar kurmaya çalışmak ikna sürecinin temel bileşenlerindendir.