Floransa’da Ziyaret Edilecek Yerler | Turna.com

Floransa, muazzam tarihi zenginliği ve neredeyse kusursuz sanatıyla Avrupa’nın en göz alıcı şehirlerinden biridir. Sanatın her köşede kendini gösterdiği, farklı bir deneyim sunan bir mekandır. Köprülerinden birine çıktığınızda ve sokak manzarasına baktığınızda, zaman geçse bile, her zaman gözlerinizi kapattığınızda bu görüntüyü anımsarsınız.

İtalya’daki neredeyse her şehir, sanatı bir tepsiyle sunarken; Floransa, sanatı bünyesinde barındıran bir şehir olarak öne çıkıyor. Floransa’da Rönesans mimarisinin en etkileyici örnekleri ile karşılaşırken, müze ve kiliselerde çok sayıda ünlü ressam ve heykeltıraşın eserlerini keşfedebilirsiniz.

İtalya, Rönesans’ın doğduğu yer olarak anılan, en ünlü sanatçılarından Da Vinci ve Michelangelo’nun yetiştiği bir sanat şehri olan Floransa, dört bir yandan gelen sanatseverlere kapılarını açmaya devam ediyor.

Tarihi yapıları, etkileyici sanat merkezleri ve müzelerin yanı sıra doğal güzellikleriyle de büyüleyen Floransa, İtalya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir. İşte, masalsı bir diyarı andıran bu büyülü şehirde gezilmesi gereken bazı yerler.

Floransa’yı gerçekten yaşamak için Duomo Katedrali’nin muhteşem mimarisi etrafında yürümek, Uffizi Galerisi’ndeki eserleri incelemek, Rönesans heykelleriyle dolu San Miniato al Monte Kilisesi’ne çıkmak ve Santa Croce sokaklarında dolaşmak yeterli değildir.

Gerçekten büyüleyici bir kentte her şeyi görmek, tüm köşeleri gezmek için haftalar gerekiyor. Şehir merkezindeki gezilecek yerleri yürüyerek keşfetmek en güzeli.

Sanat eserlerinin zenginliği ve mimarisiyle dikkat çeken Uffizi Galerisi; şehrin simgesi olan Santa Maria del Fiore Katedrali, karşısında yer alan muhteşem kapılarla Battistero (vaftizhane), açık hava müzesi görünümündeki Piazza della Signoria, Floransa’da görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Ponte Vecchio veya Eski Köprü; Santa Croce Kilisesi; belediye sarayı olarak kullanılan Palazzo Vecchio; Michelangelo, Machiavelli ve Galileo’nun da mezarları bulunan Santa Croce Kilisesi mutlaka ziyaret edilmeli.

Bütün bu muazzam yerleri tek seferde görmeniz mümkün olmayacağı için tekrar gelmek isteyeceksiniz. Acele etmeyin; Duomo ve Uffizi Galerisi’nin bulunduğu tarihi alanı gezin ve geri kalan günlerinizi arka sokaklardaki lezzetli restoranları keşfederek geçirin.

Duomo Meydanı (Piazza del Duomo), Floransa’nın en hareketli merkezidir. Ünlü Floransa Katedrali’nden adını alan bu meydan, şehrin zengin tarihi geçmişinin sembolü olan birçok yapı ile çevrilidir. Aynı zamanda Floransa’yı keşfetmek isteyen ziyaretçiler için harika bir başlangıç noktasını sunar.

Meydan ve çevresindeki yapılar, Santa Maria del Fiore Katedral kompleksi diye adlandırılmaktadır. Küçük bir alanda yer alan bu sanat dolu alanın içinde Vaftizhane, çan kulesi, katedral ve müze bulunmaktadır. Ghiberti, Brunelleschi, Donatello, Giotto ve Michelangelo gibi ünlü sanatçıların baş yapılarını burada görebilirsiniz. Bu büyüleyici görünüm, turistlerin vazgeçilmez ziyaret noktalarından biri haline gelmiştir.

Uffizi Galerisi, dünyanın en eski ve önemli sanat galerilerinden biridir. Floransa’nın tarihine damgasını vuran Medici Ailesi’nin sanat koleksiyonunun sergilendiği bu galeride Rönesans dönemine ait bir çok heykel ve resim bulunmaktadır.

Sandro Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” ve Titian’ın “Urbino’lu Venüs” adlı eserleri gibi birçok değerli eser burada sergilenenler arasındadır.

Akademia Galerisi (Galleria dell’Accademia), Floransa’nın en ünlü sembollerinden biri olan Michelangelo’nun David Heykeli’nin sergilendiği müzedir. Müzede sanatçının çeşitli eserlerini de görmek mümkündür. Roma’da mezar taşı olarak tasarladığı ancak tamamlayamadığı “Dört Köle” eseri, galeride David Heykeli’nden sonra en çok ilgi çeken parça olmuştur.

13. yüzyıldan günümüze kadar uzanan muhteşem bir yapıya sahip olan Floransa Katedrali’nin renkli mermerleri lütufta bulunuyor; bu tarihi yapının 463 basamaklı kubbesine çıkarak, şehrin muhteşem manzarasını izlemek de oldukça keyifli olacaktır.

Tamamlandığı 1359 yılından bu yana şehrin görünümünü süsleyen Giotto’nun Çan Kulesi, 414 basamakla çıkılan yaklaşık 85 metre yükseklikte bir yapı. Kulenin seyir terasına çıkmak isteyenlerin buradaki asansör olmasını beklememeleri gerekiyor.

Medici Şapeli (Cappelle Medicee), soylu Medici ailesinin Floransa’ya büyük bir armağandır. Ailenin gücünü sergileyen bu şapelin Prensler Şapeli bölümünün duvarları yarı değerli taşlarla kaplıdır.

Michelangelo tarafından tasarlanan Yeni Sakristy bölümü, sanatçının ünlü heykellerinden Dawn and Dusk, Night and Day ve Madonna and Child gibi önemli eserleri barındırıyor.

Piazzale Michelangelo, eşsiz panoramik şehir manzarasının yanı sıra konuklara yemek veya kahve molası yapma fırsatı da sunan bir noktadır.

Palazzo Pitti (Palazzo Pitti), Arno Nehri’nin kıyısında yer alan Floransa’nın en ihtişamlı binalarından biridir. Saray içerisinde göz alıcı bir sanat galerisi, Medici Sarayı, müze ve muhteşem bir bahçe bulunmaktadır.

Rönesans döneminde inşa edilmiş Pitti Sarayı’nda Medici Ailesi’nin eserleri, mücevherleri ve günlük yaşamda kullandıkları eşyalar sergilenmektedir. Sarayın arkasında ise büyüleyici Boboli Bahçeleri yer almaktadır.

Piazza Della Signoria (Signoria Meydanı), Floransa’nın tam merkezinde yer alır. Bu alanda Davud Heykeli’nin bir kopyasını görebilirsiniz ve aynı zamanda şehrin en popüler buluşma yeri olma özelliği taşır. Diğer etkileyici heykellerle birlikte, bu heykel de meydana bir açık hava müzesi atmosferi katmaktadır.

Floransa’da 14. yüzyıldan bu yana gücün sembolü olarak bilinen bu meydanda Neptün havuzu ve havuzda Neptün heykeli; diğer yanında ise halen Hükümet Binası olarak kullanılan Palazzo Vecchio bulunmaktadır.

Meydanın bir ucundaki Uffizi duvarındaki Loggia dei Lanzi heykel galerisinde, Benvenuto Cellini’nin en tanınmış eseri olan Medusa başlı Perseus Heykeli sergilenmektedir. Michelangelo David’in kopyası ise Palazzo Vecchio önünde yer alır.

Vecchio Köprüsü

Floransa’nın en tanınmış simgesi olan Ponte Vecchio, zarif kemerleriyle birçok dükkana ev sahipliği yapan, şehrin gözde mekanlarındandır. Arno Nehri üstündeki köprüde birçok hediyelik eşya dükkanı bulabilirsiniz.

Kentin yetenekli kuyumcuları tarafından yapılan göz alıcı mücevherlerin sergilendiği bu köprü, geleneksel bir kuyumcu mekanı olarak bilinmektedir.

Medici ailesinin Ponte Vecchio’daki ofislerinden, Pitti Sarayı’ndaki dairelerine, halka karışmadan geçişlerini sağlamak için Arno Nehri’nin iki yakasını birleştiren bir koridor yapılmıştır. Mimarı Vasari tarafından inşa edilen bu koridorun resmi adı Prensin Koridoru olsa da halk arasında genelde Vasari Koridoru olarak anılmaktadır.

Koridorun yüksek duvarlarında, Rembrandt, Leonardo da Vinci, Raphael, Michelangelo ve Velasquez gibi sanatçıların yaptığı değerli portreler ve önemli bir portre koleksiyonu yer almaktadır. Floransa’da gezilecek yerler arasında Ponte Vecchio köprüsüne ve üzerindeki dükkanlara zaman ayırın.

Santa Croce Bazilikası, Michelangelo’nun mezarının bulunduğu ve şehrin en çok ziyaret edilen yapılardan biridir. Dünyanın en büyük Fransiskan Kilisesi unvanına da sahip olan bu bazilika, Floransa’nın sanat eserleriyle dolu en ünlü yerlerinden biridir.

Bazilika içinde Rönesans dönemine ait Giotto’nun freskleri, Capella Bardi ve Masaccio ile Michelangelo’ya ilham kaynağı olan Cappella Peruzzi yer almaktadır. Donatello’nun İsa’nın Çarmıha Gerilişi ve Cappella Baroncelli’deki fresklerini mutlaka görün.

San Lorenzo Kilisesi, Floransa’nın en eski kilisesidir. Medici Ailesi’nin mezarının da bulunduğu yapı, Medici Ailesi’nin isteğiyle Brunelleschi tarafından inşa edilmiştir; mezarlık şapeli ise Michelangelo tarafından yapılmıştır.

Her iki sanatçının ölümünden sonra yarım kalan yapı, planına uygun bir şekilde tamamlanmıştır. Kilisede, Eski Kutsal, Yeni Kutsal, Prensin Şapeli ve Laurenziana Kütüphanesi ile birlikte Donatello ve Lippi’nin eserlerini görebilirsiniz.

1500’lü yıllardan sonra inşa edilen ancak 19. yüzyılda halka açılan Boboli Bahçeleri, ihtişamlı güzelliğiyle nefes kesen bitki örtüsünün yanı sıra birçok antik eser ve tarihi yapı da barındırmaktadır.

Santa Maria Novelia Bazilikası, zarif kıvrımlı mimari tasarımıyla şehrin dikkat çekici yapılarından biridir. Bazilikanın dış mimarisi kadar içindeki freskler de oldukça ünlüdür.

Bazilikanın freskleri, Masaccio, Giotto, Domenico Ghirlandaio, Lippi ve Paolo Uccello gibi ustalar tarafından yapılmıştır. Bazilikanın mermer minberi ve ahşap haçı göz atmaya değer. Manastırın tarihi eczanesinde bitkisel ilaçlar ve çeşitli bitkilerden elde edilen losyonlar satılmaktadır.

Floransa’nın siluetini süsleyen en etkileyici yapılardan biri de Giotto’nun Çan Kulesi’dir. 14. yüzyılda ünlü sanatçı Giotto di Bondone tarafından tasarlanan bu kule, Gotik tarzın en güzel örneklerinden biridir. Şehri kuş bakışı görmek istiyorsanız, burası kesinlikle uygun bir yer! Ancak küçük bir uyarı: Zirveye ulaşmak için tam 414 basamak tırmanmanız gerekecek. Asansör yok, bu yüzden rahat ayakkabılarınızı giymeyi unutmayın!

Yukarıya ulaştığınızda, tüm yorgunluğunuzu unutturacak bir manzara sizi bekliyor. Kırmızı kiremitli çatılar, Arno Nehri ve Floransa Katedrali’nin muhteşem kubbesiyle birlikte, kendinizi Orta Çağ’da yaşayan bir sanatçı gibi hissedebilirsiniz. Gün batımına denk gelirseniz, şehir altın tonlarına bürünür ve ortaya kartpostallık bir manzara çıkar. Fotoğraf makinelerinizi hazırlamayı unutmayın!

Floransa Katedrali’nin ihtişamıyla hayran kaldıysanız, hikayesini ve arkasındaki sanatı keşfetmek adına Museo dell’Opera del Duomo’ya mutlaka uğramalısınız. Burası, katedralin inşasında kullanılan orijinal heykellerin, rölyeflerin ve sanat eserlerinin sergilendiği bir müzedir.

Michelangelo’nun Pietà heykelinin etkileyici bir versiyonu burada sergilenmektedir. Usta sanatçının yaşlılık döneminde yaptığı bu eser, derin duygularını ve yorgunluğunu yansıtmaktadır. Ayrıca Lorenzo Ghiberti’nin ünlü Cennetin Kapıları adlı bronz kapı panellerine de burada yakından bakabilirsiniz. Orijinalleri müzede sergilense de, replikaları hala Vaftizhane’nin girişinde bulunmaktadır. Eğer Floransa’nın en önemli yapılarından birinin nasıl inşa edildiğini ve zaman içinde nasıl değiştiğini öğrenmek istiyorsanız, buraya mutlaka zaman ayırmalısınız.

Katedral, Vaftizhane, Giotto’nun Çan Kulesi’nden, Pitti Sarayı Müzesi ve Bahçeleri’ne kadar, Arno Nehri’nin karşı tarafında Floransa’nın turistik alanlarına yürüyüş mesafesinde konaklama olanakları bulunmaktadır. Tarihi merkezlerde çeşitli konaklama seçenekleri mevcuttur.

Tarihî yapısının yakın zamanda yenilendiği Otel Burnelleschi, Katedrale ve şehrin en iyi alışveriş caddelerine komşu olup, üstün hizmet, Duomo manzarası ve ücretsiz kahvaltı imkanlarıyla dikkat çeken bir oteldir.

Gezilecek yerlere yakın fakat turist kalabalığının dışında kalan bir konumda, dört mevsim hizmet veren Otel Firenze; odalarından tüm Floransa manzarası ve bahçeleri gösterir.

Uffizi Galerisi’nin bir blok arkasında bulunan ve misafirlerine özel hizmeti ile bilinen Portrit Firenze, Arno Nehri kıyısında, Ponte Vecchio’ya bakmaktadır.

Katedralin sağ tarafında yer alan ve Santa Maria Novella İstasyonu’na yakın olan Otel Spadai, balkonlu odalarıyla tanınmaktadır. Otel Berchielli ise, ücretsiz kahvaltıyla birlikte Arno Nehri ve Ponte Vecchio manzarasına açıktır.

Ücretsiz kahvaltı ve verandası bulunan fakat asansörü bulunmayan Otel Davanzati, Piazza della Signoria ve katedralin yakınında yer alan bir aile işletmesidir.

Misafirperver aileler tarafından işletilen Otel Casci, San Lorenzo, Medici Palazzo Riccardi ve birçok restorana yakın bir yerdedir. Santa Croce ile Piazza della Signoria arasında yer alan tarihî bir binada bulunan Otel Santa Croce cappuccino, asansörü olmasa da personelin bagaj taşımada yardımcı olduğu ve ücretsiz kahvaltı sunduğu bir konaklama mekanıdır.

16. yüzyılda inşa edilen binada yer alan Otel Europa’nın geniş odalarının bazıları, katedral manzarasına sahip olmakla birlikte San Lorenzo ve Palazzo Riccardi’ye de oldukça yakındır.

Floransa’da, özellikle Piazza della Signoria civarında, dünyanın en iyi dondurmasını bulabilir; bir fincan kahve ya da sıcak çikolatayla rahatlayabilir ve Tuscan mutfağının en lezzetli yemeklerini tadabilirsiniz. Fiyatlar, uygun ile oldukça pahalı arasında değişmektedir. Ancak, şehir genelinde her bütçeye uygun harika İtalyan pizzası bulmak mümkündür.

Floransa’da sandviç içine yerleştirilmiş işkembeyi denemek sıra dışı bir deneyim sunuyor. Pizza, panini, espresso, makarna ve çeşitli peynirler de İtalya’nın klasik lezzetleri arasındadır. Tiramisu, Floransa’da tadılması gereken bir diğer harika tatlıdır. 1733’te açılan Gilli, şehrin en eski ve ünlü pastanesi olup tiramisuları gerçekten çok lezzetli.

İtalya’nın büyük markalarının mağazalarına bakmadan geçmek imkansız ve Floransa’da bunların çoğu Via Tornabuoni’de bulunmaktadır. Tüm büyük mağazaları gezdikten sonra çevresindeki sokaklara baktığınızda yine birbirinden çekici camekanlar göreceksiniz.

Rönesans’tan bu yana güzel işçiliğin merkezi olarak bilinen Oltrarno, deri, mermer, kağıt ve diğer dekoratif ürünler ile birlikte cilt, altın kaplama ve değerli taşlardan oluşan mozaiklerle tanınmaktadır. Hala uygulanmakta ve değerini korumaktadır; bu işçilik, nehrin öteki yakasındaki Oltrarno Mahallesi’nde sürdürülmektedir.

Pitti Sarayı ile Piazza Santo Spirito arasındaki sokaklarda, atölyelerdeki kadar kaliteli iş çıkaran sanatçıları görmekte ve bunları satan küçük dükkanlarda başka güzel işçilikler bulabilmektesiniz.

Floransa’nın gıda pazarı olan Mercato Centrale, şehrin açık hava müzesi olmasından endişelenenler için biçilmiş bir kaftan. Floransalıların günlük rutinlerine döndüğü bu büyük gıda pazarında ucuz plastiğin en ileri halleri ile otantik İtalyan el sanatlarını bulabileceğiniz tezgahlardaki ürünlerin çoğu Asya kökenlidir.

Ancak dikkatli olmalısınız. Pazarın içinde taze otların, çiçeklerin ve bahçe ürünlerinin kokusu eşliğinde alışveriş yaparken bayanlarla yan yana gelebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

Benzer Yazılar

  • 1 Ağu, 2025
Türkiye’de 5 milyonu aşkın engelli birey bulunmaktadır. Teknolojik gelişmeler sayesinde, engellilere yönelik birçok akıllı cihaz ve uygulama hayatı...
  • 1 Ağu, 2025
Kitaplar, okuyucularını hayal dünyalarına taşır. "Küçük Prens", "1984", "Simyacı", "Sefiller" ve "Yabancı" gibi eserler, yaşam perspektifini derinlemesine değiştirir.
  • 31 Tem, 2025
Para biriktirmek, sevdiklerinizin geleceği için önemli bir adımdır. Mali plan yaparak, harcamalarınızı kontrol altında tutarak ve ek gelir...
  • 31 Tem, 2025
Bandırma Vapuru, Türk tarihinin yeniden yazıldığı dönemin tanığıdır. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ü Samsun'a taşıyarak bağımsız Türkiye'nin simgesi olmuştur.