Ülkemiz, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olup, hemen hemen her şehri tarihi kalıntılarla bezelidir. Bizans İmparatorluğu’ndan Hititler’e, Likyalılar’dan Osmanlı Devleti’ne kadar Türkiye’de birçok eski uygarlığın izlerini görmek mümkün. Bu kültürel mirasların birçoğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta. Ancak listede bulunmasına rağmen fazla bilinmeyen ve hak ettiği önemi görmeyen eserler var. Bu önemli kültür miraslarından gezginler için hâlâ keşfetme şansı bulabileceğiniz 5 örneği derledik.
1. Hattuşa – Hitit Başkenti
Antik Çağ’ın önemli medeniyetlerinden biri olan Hititler’e başkentlik yapmış Hattuşa, Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer almakta. Uzun süre önemli bir merkez olan ve 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Hattuşa’da hâlâ Hititler’e ait izler görmek mümkün. Hititler’in yıkılmasının ardından zamanla terk edilen bu alanda kraliyet konutları, tapınaklar, su duvarları gibi tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Mısırlılar ve Hititliler arasında imzalanan, tarihteki ilk yazılı antlaşma olarak bilinen Kadeş Antlaşması’nın kalıntıları da burada yapılan arkeolojik kazılar sırasında gün yüzüne çıkmıştır ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
2. Xanthos – Letoon
Türkiye’nin güneybatısında bulunan Likya, günümüzde Teke Yarımadası olarak bilinir. Akdeniz’e kadar uzanan bu bölge, birçok medeniyetin izlerini taşımaktadır. İlk olarak bir federasyon olarak birleşen antik şehirler, daha sonra Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti olmuştur ve dolayısıyla Roma dönemine ait birçok kalıntıya ev sahipliği yapmaktadır. Likya’nın idari merkezi Xanthos, dini merkezi ise Letoon, 1988 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Xanthos’ta kaya mezarları ve Harpy Anıtı ziyaret edilebilirken, Letoon’daki Apollon, Artemis ve Tanrıça Leto Tapınağı önemli yapılar arasında yer almaktadır.
3. Çatalhöyük Neolitik Alanı
Günümüzden 9 bin yıl öncesine kadar yerleşim alanı olarak kullanılan Çatalhöyük, Konya’nın Çumra ilçesinde yer almaktadır. 1960’lı yıllarda keşfedilen bu tarih merkezi, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Neolitik ve Kalkolitik dönem izlerini taşıyan Çatalhöyük’ten günümüze kalmış evler, ocaklar ve heykeller bulunmaktadır. İnsanlığın ilk yerleşim alanlarından biri olan Çatalhöyük’te tek katlı, yan yana olan ve çatıdan giriş yapılan evler, evlerin üzerindeki süslemeler ve Ana Tanrıça Heykeli gibi unsurları detaylı bir şekilde inceleme fırsatı bulursunuz.
4. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı
Roma, Helenistik ve Osmanlı dönemi izlerini barındıran İzmir’in Bergama ilçesi, Kuzey Ege bölgesinde yer almaktadır. Mimari yapısıyla öne çıkan Bergama’da, antik dönemin en büyük kütüphanelerinden biri, tiyatro, tapınaklar ve birçok tarihi kalıntı tespit edilmiştir. “Pergamon” adıyla bilinen kütüphane, parşömenin icadının gerçekleştiği yer olarak büyük bir öneme sahiptir. 2014 yılında UNESCO listesine alınan Bergama’yı ziyaret ettiğinizde Serapis Tapınağı’nı görmeyi unutmayın.
5. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı
Diyarbakır Surları, yalnızca ülkemizin değil dünyanın da tarihi değerleri arasında sayılmaktadır. Binlerce yıl önce inşa edilen surlar, 5 kilometre uzunluğunda ve 10 metre yüksekliğindeki kalkan balığı formundadır ve Diyarbakır’ın önemli simgelerindendir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır’da görebileceğiniz diğer bir tarihi miras ise Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır Kalesi’dir. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen bu yapılar, 30’dan fazla uygarlığın izlerini taşımaktadır.
Kaynak: