Dedeağaç, Yunanistan’ın Evros bölgesinde yer alan çağdaş bir şehir olarak öne çıkıyor. Türk turistlere hitap etmeyi başaran bu destinasyon, hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleri ile ziyaretçilerine çeşitli deneyimler sunuyor.
Dedeağaç, özellikle temiz denizi, nefis deniz mahsulü restoranları ve canlı gece hayatı ile tanınıyor. İstanbul’a olan yakınlığı ile dikkat çeken bu bölge, keşif dolu bir yolculuk ile huzurlu bir kaçamak imkanı sunuyor. Hazırladığımız Dedeağaç gezi rehberi ile bu benzersiz yeri keşfetmeye hazır olun!
Dedeağaç’ın Tarihi
Dedeağaç’ın tarihi, M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanıyor. İlk yerleşimcilerin Karyalılar ve Tıraklar olduğu biliniyor. Bu yerleşimcilerin, Samothraki Adası’na yerleşip sonrasında ana karaya geçiş yaptığı tarihi kayıtlarda yer almaktadır. Dedeağaç, tarih boyunca Roma, Bizans, Gatelouzoi, Venedik ve Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. Osmanlı döneminde 15. yüzyılda burada bir tekke inşa edilmiştir. Tekkede bulunan ağacın kutsallığına inanılması sonucunda şehir “Dedeağaç” adını almıştır.
Bükreş Antlaşması ile Bulgaristan’a bağlı olan Dedeağaç, I. Dünya Savaşı’ndan sonra 1919 Neuilly Antlaşması ile Yunanistan’a devredilmiştir. Yunanistan Kralı I. Aleksandros’un 1920’de şehirde bulunmasının ardından, şehrin ismi “Alexandroupoli” olarak değiştirilmiştir.
Dedeağaç’ta Gezilecek Yerler

- Alexandroupoli Deniz Feneri
Dedeağaç’ın simgelerinden biri olan Alexandroupoli Deniz Feneri, 1880 yılında Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. Bu deniz feneri, şehre gelen ziyaretçilere tarihi bir atmosfer sunarak bölgenin denizle olan bağlantısını simgeler.
Trakya Etnoloji Müzesi, bölgenin kültürel mirasını gözler önüne sermektedir. Müzede çömlek, tekstil, müzik aletleri ve kitaplardan oluşan geniş bir koleksiyon bulunmaktadır. Bu müze, Trakya’nın geleneksel yaşam tarzını ve sanatını anlamak için ideal bir duraktır.
Makri, deniz restoranlarıyla ünlü bir köydür ve taze deniz ürünleri tatmak için mükemmel bir durak konumundadır. Hem denize girip hem de lezzetli deniz mahsullerinin tadını çıkarabileceğiniz bu yer, Ege mezeleri ile harika bir gastronomi deneyimi sunuyor. Köydeki Kiklop Polifemus Mağarası, Yunan mitolojisindeki Kiklop devine atıfta bulunan tarihi bir bölgedir. Neolitik döneme ait kalıntılar barındıran bu mağara, tarih meraklıları için ilgi çekici bir ziyaret noktasıdır.
Dedeağaç’ın merkezi, plaj arayan ziyaretçiler için en popüler yer olmayabilir; ancak, yakınlardaki Makri Köyü denizin tadını çıkarmak isteyenler için harika bir seçenek sunmaktadır. Özellikle Aya Yorgi Plajı, ince kumlu plajı ve berrak denizi ile oldukça popülerdir. Ziyaretçilere rahat bir atmosfer sunan bu plajda, şezlonglar için ekstra bir ücret talep edilmemektedir; yalnızca yiyecek ve içecekleriniz için ödeme yapmanız gerekmektedir.
Dedeağaç Tarih Müzesi, şehrin geçmişini ve çevresindeki arkeolojik alanları tanıtmaktadır. Ayrıca müzede, bölge sanatçılarının eserlerine de yer verilmektedir. Ressam Hariklia Hadjisavvas-Fotiou’nun birçok eseri burada sergilenmektedir.
- Dedeağaç Arkeoloji Müzesi
2022 yılında hizmete giren Dedeağaç Arkeoloji Müzesi, bölgenin tarih öncesi dönemlerinden Roma dönemine kadar olan buluntuları içermektedir. Arkeolojik keşifler ve eski dönemlere ait eserler bu müzede sergilenmekte olup, ziyaretçilere zengin bir tarihin kapılarını aralamaktadır.
- Evros (Meriç) Delta Milli Parkı
528 km uzunluğundaki Meriç Nehri, Bulgaristan’ın Rila Dağları’ndan doğarak Türkiye sınırını çizen bir delta oluşturmaktadır. Evros Deltası, 188 km²’lik bir yüzey alanı ile 300’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Tekne turları ile bölgenin doğal güzelliklerini keşfetme fırsatı sağlanmaktadır.
Şehrin kalbi olan Dimokratias Caddesi, Dedeağaç’ın en büyük ve en canlı yerlerinden biri olarak bilinir. Caddede birçok taverna, dükkan ve restoran yer almaktadır. Akşam saatlerinde trafiğe kapatılan bu cadde, yürüyüş yapmak ve şehrin dinamik atmosferini yaşamak için ideal bir yerdir.
- Theotokos Kosmosoteira Kilisesi
Theotokos Kosmosoteira Kilisesi, Feres’te bulunmaktadır. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos’un oğlu Sebastokrator Isaac Komnenos tarafından yaklaşık 1152 yılında Ayasofya’dan esinlenerek yaptırılan bu kilise, tarihi ve mimari açıdan önemli bir yapı olarak öne çıkmaktadır.
Dadia Ormanı, 7.290 hektar alana yayılmış olup, çoğunlukla meşe ve çam ağaçlarından oluşmaktadır. Burada bulunan fosilleşmiş ağaç gövdelerinin, 25-40 milyon yıl öncesinden kalma olduğu tahmin edilmektedir. Bu orman, özellikle doğa tutkunları için görülmesi gereken bir destinasyondur.
İpek üretimi ile bilinen Soufli, İpek Müzesi, Cocoon House (Koza Evi) ve Folk Art Müzesi gibi mekanları ile tanınmaktadır. Silk Line fabrikasından ipek ürünleri satın alınabilirken, ipek böceği kültürü hakkında bilgi edinme fırsatı da sunulmaktadır.
Dedeağaç şehir merkezine 95 km mesafedeki Vistonida Gölü, kuş gözlemcileri için adeta bir cennet niteliğindedir. Kış aylarında 422 farklı kuş türüne ev sahipliği yapan bu göl, 42.000 dönümlük geniş bir alana yayılmaktadır. Göl üzerindeki ahşap köprüler, ziyaretçileri Agios Nikolaos Kilisesi ve Virgin Mary Pantanassa Ortodoks Kilisesi gibi tarihi yapılar ile buluşturarak, bölgenin doğal ve kültürel güzelliklerini bir arada sunmaktadır. Doğa ve tarihin iç içe geçtiği bu nokta, hem doğa tutkunları hem de tarihi keşif arayan gezginler için cazip bir tercihtir.
Loutros, kaplıcaları ile ünlü bir lokasyondur ve rahatlamak, şifalı sularla yenilenmek isteyenler için ideal bir destinasyon konumundadır. Hem dinlenme hem de sağlık turizmi açısından sunduğu imkanlarla öne çıkan Loutros, doğal termal sularıyla ziyaretçilerine huzurlu bir deneyim vaat etmektedir.
- Samothraki (Semadirek) Adası
Samothraki Adası, Pahia Ammos plajı ve Therma’da bulunan Fonia Şelalesi ile oldukça ünlüdür. Ayrıca, bölgede bulunan Büyük Tanrılar Mabedi gibi tarihi alanlar da gezginlerin ilgisini çeken cazibe noktaları arasında yer almaktadır.
Yuppii Luna Park, ailece eğlence arayanlar için doğru adreslerden biridir. Hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik çeşitli eğlence olanakları sunan bu park, Dedeağaç’ın enerjik ve renkli atmosferini keşfetmek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunmaktadır. Şehrin neşeli atmosferini hissetmek ve unutulmaz anılar biriktirmek için Yuppii Luna Park’ı gezi rotanıza dahil edebilirsiniz.
Dedeağaç’a Nasıl Gidilir?

Dedeağaç, İstanbul’a yaklaşık 300 km uzaklıkta yer almaktadır. Edirne’nin İpsala Sınır Kapısı ile bağlantılı olan Dedeağaç’a ulaşım, İstanbul’dan bireysel araçlarla veya otobüs seferleri ile gerçekleştirilmektedir ve yolculuk ortalama 4 saat sürmektedir. Bu kısa yolculuğun ardından bölgede konaklayarak, Dedeağaç’ı kendi planlarınıza göre keşfetme imkânı elde edebilirsiniz.
Alışveriş ve Yemek

Dedeağaç’a gidip de hediyelik eşya almadan dönmek olmaz. Ancak alışveriş yaparken siesta saatlerine dikkat etmek önemlidir. Küçük dükkanlar genellikle 14:00-17:00 saatleri arasında kapalı kalmaktadır ve akşam saatlerinde yeniden açılmaktadır.
Dedeağaç’ta ne yemek gerektiğini merak edenler, muhteşem Yunan mutfağının lezzetlerini denemeden gitmemelidir. Kabak kızartması, ahtapot tava ve mevsim balıkları gibi yöresel tatlar, Dedeağaç’ın mutfak kültürünün önemli parçaları arasında bulunmaktadır. Türk ve Yunan müziklerinin eşlik ettiği akşam yemekleri, keyifli bir deneyim sunarak unutulmaz anıların parçası olmaktadır.
Dedeağaç’ta yeme-içme, gezilecek yerler zenginliğinin yanı sıra insanların burayı tercih etmelerinin sebeplerinden birisidir. Özellikle kalamar, mezgit ve karidesler, büyük bir özenle hazırlanarak sunulmaktadır. Ahtapot hafif bir köz tadıyla pişirilirken, kalamar da çıtır çıtır kızartılmaktadır. Taze ve etli mezgitler ile muhteşem karidesler damakları mükemmel bir tatla buluşturmaktadır.
Dedeağaç’ın mutfak kültürü sadece deniz ürünleri ile sınırlı değildir. Mezeler de oldukça tatmin edici bir seçenektir. Taze otlarla hazırlanan salatalar, çıtır kızarmış kabak dilimleri, zeytinyağlı mücverler ve peynir dolgulu kabak çiçeği kızartması, iştah açıcı lezzetler arasındadır.
Dedeağaç’ta köfte de oldukça popülerdir. Deniz ürünlerinin yanı sıra etli bir alternatif arıyorsanız, köfte seçeneklerine de şans verebilirsiniz. Eşsiz deniz ürünleri ziyafeti sonrası köfte yemek isteyenler, bu lezzeti denemekten pişman olmayacaklardır.
Gastronominin inceliklerini keşfedeceğiniz bu rotada, her bir tabak büyük bir titizlikle hazırlanmakta ve en taze malzemelerle servis edilmektedir. Her tat, yerel lezzetlerin özgün dokusunu yansıtmaktadır ve damak zevklerinizi şenlendirmektedir.
Türkiye sınırına oldukça yakın olan Dedeağaç’ı gezmek üzere hemen bir otobüs bileti alarak harika bir serüven için ilk adımı atın! Her köşesi farklı bir hikaye anlatan bu şehirde, ruhunuzu ve damağınızı şımartacak anılar biriktirin.