Türk tarihinin yeniden yazıldığı bir dönemin tanığı olan Bandırma Vapuru, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adımlarının atıldığı seferin sembolüdür. Atatürk’ü İstanbul’dan Samsun’a, bir kahramanlık destanının tam merkezine götüren bu vapur, her 19 Mayıs’ta olduğu gibi bu yıl da minnetle anılmakta. 9. Ordu Müfettişi olarak Atatürk’ün Samsun’a yaptığı yolculukta kullandığı bu vapur, bağımsız Türkiye’nin en önemli simgelerinden biri haline gelmiştir. 19 Mayıs 1919 tarihiyle başlayan destanın ilk tanığı olan Bandırma Vapuru’nun hikayesini öğrenmek ister misiniz?
İskoçya’da doğdu…
Tarihimizin en şanlı sayfalarından birine adını kazıyan Bandırma Vapuru, 1878 yılında İskoçya’nın Glaskow şehrinde inşa edildi. Bir yolcu ve yük gemisi olarak projelendirilen Bandırma, 279 groston ağırlığında, 47,7 metre uzunluğunda, 6,83 metre genişliğinde ve 4,27 metre yüksekliğindeydi. Saatte 9 mil hıza ulaşabilen, 50 beygir gücünde iki silindirli bir motora sahipti.
1894’te Bandırma adını aldı ve Türk kimliğine büründü
Vapurun ilk sahibi olan Dussey and Robinson şirketi, ona Torocaderto adını vermişti. Beş yıl boyunca bu şirketin bünyesinde seferler gerçekleştiren vapur, sonrasında Yunanistan’a geçti. Devamında İstanbul’a geldi. 1894 yılında İdare-i Mahsusa tarafından satın alınan geminin ismi Panderma olarak değiştirildi. Görevi Marmara Denizi’nde yük ve yolcu taşımaktı.
Posta vapurluğundan efsaneye…
Marmara Denizi’nde uzun süre seferler yaptıktan sonra, 1910 yılında İdare-i Mahsusa’nın isminin değişmesiyle (Osmanlı Seyrüsefain İdaresi) vapurun adı Bandırma oldu. Bu seferki görevi posta taşımaktı. 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını Samsun’a götürme görevi verildi. Uzun mesafeler ve zorlu deniz koşulları için uygun olmayan Bandırma, bu görev için onarıldı ve güçlendirildi.
Tarihin yeniden yazıldığı yer
Atatürk ve beraberindekileri, İngiliz kuşatması altında bulunan İstanbul’dan Samsun’a, zor şartlar altında taşıyan Bandırma Vapuru, Türk tarihinin yeniden yazıldığı, destansı bir mücadelenin başlangıcına tanıklık etti. Kendisi için sıradan bir yolculuk gibi görünen bu sefer, bir ulusun yeniden doğuşunu simgeliyordu. Mustafa Kemal Atatürk ve kurmayları, bu vapurda yaktıkları umudu tüm Anadolu’ya taşıdılar…