Bilim tarihinin en kıymetli eserlerinden biri olarak değerlendirilen Türlerin Kökeni, İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin tarafından 24 Kasım 1859’da yayımlandı. Yayın tarihinin üzerinden 161 yıl geçmesine rağmen hâlâ yankı uyandıran bu çalışma, birçok bilimsel araştırmanın da kapısını açtı. İnsanoğlunun tarihine ışık tutan bu araştırmanın detaylarına birlikte bakalım!
İşte evrim teorisi hakkında yaygın olarak bilinen yanlışlar…
1. “Evrim teorisi bir teoridir, kanıtlanmamıştır.”
Bugün hâlâ birçok insan evrim teorisinin bir teori olduğunu dolayısıyla da kanıtlanmadığını düşünmektedir ancak bu yanlış bir düşüncedir. Teoriler, mevcut hipotezler ile bilimsel gerçekler arasındaki bağlantıyı sağlayan araçlardır. Kısacası hipotezler gerçeğin inşasında, teoriler ise gerçeği açıklamakta kullanılır. Yani sanılandan farklı olarak evrim teorisi, aslında bilimsel bir kanundur ve kanıtlanmıştır.
2. “Evrim gözlenebilmiş ve kanıtlanabilmiş değildir.”
Sanıldığının aksine evrim teorisi, birçok doğal gözlem ve laboratuvar deneyi ile kanıtlanmıştır. Hatta evrim teorisi, bilim dünyasında en güçlü teorilerden biri olarak kabul edilebilir. Lenski deneyi ve Darwin ispinozları ile gerçekliği defalarca onaylanan evrim teorisi, bilimsel gücünü sürekliliğinden alır. Dolayısıyla, bu satırları okurken bile mikro düzeyde evrim hâlâ devam etmektedir.
3. “Evrim, bir tesadüf sonucu oluşur.”
Elbette ki şans ve tesadüf, canlıların evriminde rol oynar, ancak bununla birlikte birçok faktör daha etkilidir. Canlının habitatında meydana gelen değişim, o canlılara avantajlı veya dezavantajlı özellikler kazandırır. Avantajlı özellikler kazanan canlılar, değişen çevresine daha iyi uyum sağlamakta ve hayatta kalmaktadır. Bu durum kesinlikle bir şans değildir. Doğada kazanan, şanslı ya da güçlü olan değil, daha iyi uyum sağlayanlardır! Yani hangi canlının hayatta kalacağına karar veren şans değil, doğal seçilim yasasıdır.
4. “Evrim teorisini ilk ortaya atan Darwin’dir.”
Sanıldığının aksine evrimle ilgili ilk düşüncelerin mimarı Darwin değildir. Evrim düşüncesinin temelleri M.Ö 6. yüzyıla kadar uzanır. Evrimi sistematik bir düzen içinde ele alan ve bilimsel bir konu niteliği kazandıran ilk kişi Jean Baptiste Lamarck’tır. Charles Lyell, Georges Cuvier, Richard Owen ve Erasmus Darwin (Darwin’in dedesi) gibi biyologların keşifleri de evrim teorisini destekleyen önemli kaynaklardandır.
5. “Evrim için milyonlarca yıl gereklidir.”
Sanıldığının aksine evrimi gözlemlemek için milyonlarca yıl gerekmemektedir. Evrim için birden fazla nesli incelemek gerektiği doğru olmakla birlikte, kısa ömürlü organizmalar üzerinde bu gözlemi yapmak çok daha kolaydır! Gerekli laboratuvar ortamı sağlandıktan sonra kısa ömürlü canlıların (örneğin, bazı bakteri türlerinin bir nesli sadece 20 dakika sürmektedir!) gözlemlenmesi, evrimi makro düzeyde inceleme imkanı tanır.
Kaynak: