İlk çağlardan beri insanlar her gece gökyüzüne göz attı ve uzay hakkında hayaller kurdu. Karanlık, genişlik ve bilinmezlik nedeniyle tarih boyunca uzaya karşı büyük bir merak duyulmuş ve bu merakı gidermek amacıyla çeşitli araçlar geliştirilmiştir. Teleskopla başlayan uzaya yakın bakış serüveni, yüzyıllar geçtikçe daha güçlü teleskoplar ve uzay araçlarıyla devam etti. Uzay konusundaki araştırmaların tarihine birlikte göz atalım.
Füze programlarıyla başladı
Almanya tarafından II. Dünya Savaşı’nın son dönemlerinde kullanılan balistik füzelerin geliştirilmesi, Sovyetler Birliği ve ABD arasında bir uzay yarışı başlattı. Savaş sonrasında her iki ülke kendi füze programlarını hayata geçirdi. 20. yüzyılın ikinci yarısında yörünge hızlarına ulaşabilecek güçte roketler geliştirildi ve uzay araştırmalarının kapısını araladı.
Dünya’nın etrafında dönen ilk insan
4 Ekim 1957’de Sovyetler, ilk yapay uydu Sputnik 1’i uzaya fırlattı. Dört yıl sonra, 12 Nisan 1961’de Rus Teğmen Yuri Gagarin, Vostok 1 ile Dünya’nın yörüngesinde dönen ilk insan oldu. İlk ABD uydusu Explorer 1 ise 31 Ocak 1958’de yörüngeye girdi. 1961’de Alan Shepard, uzaya giden ilk Amerikalıyken, 20 Şubat 1962’de John Glenn Dünya’nın etrafında dönen ilk Amerikan astronotu oldu.
Aya ilk iniş
1961’de Başkan John F. Kennedy, “Ay’a iniş yapacak bir araç fırlatmak ve Dünya’ya geri döndürmek” şeklinde bir ulusal hedef belirledi. 20 Temmuz 1969’da astronot Neil Armstrong, Ay’a yaptığı yürüyüş sırasında tarihe geçen “Bir insan için küçük, insanlık için dev bir adım” ifadesiyle Ay’a ayak bastı. Armstrong’un ilk adımından yaklaşık 19 dakika sonra, astronot Buzz Aldrin ona katılarak Ay’da yürüyen ikinci insan oldu.
Jüpiter ve Satürn’e yolculuk
1960’larda astronotlar Ay yüzeyine inmeye başlamadan önce, insansız uzay araçları Ay’ı fotoğraflayıp araştırıyordu. 1970’lerin başında ise yörüngedeki iletişim ve navigasyon uyduları günlük hayatta kullanılmaya başladı. Mariner adlı uzay aracı Mars yüzeyinin etrafında dönerken, Voyager ise Jüpiter ve Satürn’e doğru yol alıyordu; bu araçlar bu gezegenlerin halkalarının ve uydularının detaylı görüntülerini yerküreye gönderdi.
Uydular dünya üzerinde dolaşmaya başladı
1980’lerde uydu iletişimi, televizyon programlarını taşımak için genişledi ve insanlar çanak antenler aracılığıyla uydu sinyallerini almaya başladı. Uydular, Antarktika üzerinde ozon deliği keşfetti, orman yangınlarını tespit etti ve 1986’da Çernobil nükleer santrali felaketinin görüntülerini iletti. Astronomik uydular ise yeni yıldızlar keşfetmemizi ve galaksimizin merkezi hakkında yeni veriler elde etmemizi sağladı.
Uluslararası Uzay İstasyonu
Uluslararası Uzay İstasyonu, düşük Dünya yörüngesinde bir araştırma laboratuvarı olarak tasarlandı. Uzay fırlatma sistemlerinin maliyetlerini azaltmak ve güvenliği artırmak amacını güdürüyor. Farklı modüllerin birleşimi ile inşa edilen istasyonun ilk kısmı 1998 yılında fırlatıldı. Birçok farklı ortakla birlikte inşa edilen bu yüksek irtifa laboratuvarı, uzay araştırmalarında iş birliğinin sembolü haline geldi. Daha önceki rakipler olan ABD ve Rusya, günümüzde bu laboratuvarda birlikte çalışmaktadır. Şu ana kadar 17 farklı ülkeden astronotlar, kozmonotlar ve uzay turistleri Laboratuvarı ziyaret etti.
Uzay araştırmalarının geleceği
Ay’a gerçekleştirilen insanlı inişin ardından, uzay çalışmalarında yeni hedef Mars gezegeni oldu. Günümüzde Mars üzerinde birçok proje yürütülüyor. 2018’in başlarında SpaceX tarafından geliştirilen Falcon Heavy roketi, bir Tesla Roadster’ı uzaya başarıyla gönderdi. SpaceX, Tesla Roadster’in Mars’a ulaştığını duyurdu. Ayrıca 30 Mayıs 2020’de SpaceX, NASA astronotları Doug Hurley ve Bob Behnken’i Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) götüren Crew Dragon adlı uzay aracını fırlatarak özel sektörün ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirdi.